

TBB Dergisi 2013 (109)
Ayhan BOZLAK
83
lerindeki şahsi eşyaları kanundışı bir aktivite delili elde edebilmek
amacıyla yine müzekkeresiz olarak aranabilir. Kural olarak çalışanlar,
işleriyle ilgili elektronik bilgi ve verilerle ilgili makul bir özel hayat
beklentisine sahip değildir. Örneğin, onlara ait işyerindeki e-mail ve
dökümanlar incelenebilir.
b) AİHM’nin Yaklaşımı
AİHM’ne göre ise, kamusal bağlamda dahi olsa bir kişinin diğer
insanlarla etkileşimi esnasında özerk bir bölgesi/alanı vardır. Bu bir
çok faktöre göre belirlenir. Makul/meşru özel hayat beklentisi (reaso-
nable expectations as to privacy) bunlardan bir tanesi veya önemlisi
olabilir ancak tek ve kesin olanı değildir (
P.G. ve J.H./ Birleşik Krallık
kararı, 2001). AİHM’ne göre bazen, örneğin aleni mahallerde yapılan
aramalar gibi, kamusal bağlam aşağılanma ve utanma hissi nedeniyle
müdahalenin yoğunluğunu dahi artırabilir.
“Makul saygı beklentisi” kriteri, AİHM tarafından özel hayatın
korunmasında genellikle belirtilen hakkın kapsamını genişletici bir
araç olarak kullanılmaktadır (Kaymaz, 2009: 76, 77; Sevimli, 2006: 27,
dipnot 12). Ancak bazen bu kavram AİHM tarafından da sözkonusu
hakkın kapsamını daraltıcı biçimde kullanmaktadır. Örneğin,
Perry/
Birleşik krallık
(2003) kararında
43
, gözaltındaki kişinin kameraya alın-
ma ve görüntüsünün teşhis için kullanılması konusunda özel hayatı-
nın korunması noktasında makul beklenti içinde olamayacağına karar
verilmiştir. Böylece AİHM, özel ve kamuya açık alan ayrımında her
zaman “mekân”ın belirleyici olmayacağını belirlemiş (Dutertre, 2007:
290) ve “makul saygı beklentisi” kriterinin, müdahale değerlendiril-
mesi sırasında başvurulan bir çok kriterden sadece birisi olduğunu
söylemiştir (Roagna, 2012: 20).
AİHMözel hayatın korunması hakkını, sözkonusu hakkın kamuya
mal olmuş alandaki yansımasını da kapsayacak şekilde yorumlamakta
ve bu şekilde özel hayatın korunması hakkı ile ifade özgürlüğü arasın-
da bağlantı kurmaktadır. Örneğin, AİHM’ne göre kişinin yalnızca top-
lum içinde nasıl giyineceğine salt karar vermesi değil, bunun eyleme
dökülmesi de belirtilen hakkın koruması kapsamında bulunmaktadır
(Clayton ve Tomlinson, 2000: 812). Hakkın koruduğu alana ilişkin bu
43
Başvuru. No. 63737/00 (echr.coe.int, 2013).