

TBB Dergisi 2014 (110)
Olgun DEĞİRMENCİ
135
Özellikle hedefte sapma ve şahısta yanılma arasındaki bu ince ay-
rımdan ve 765 sayılı TCK zamanında hata ve sapmanın sonuçları yö-
nünden aynı hükümlere tabi olmasından dolayı, alan yazında bazı ya-
zarlarca sapma ve yanılma kavramlarından her ikisini de ifade etmek
üzere tek bir kavramın kullanılmasının gerekliliği savunulmuştur.
27
Belirtmeliyiz ki 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda da, yanılma ve
sapmanın birbirine yakınlığından dolayı her iki kavram aynı maddede
düzenlenmiştir. Kanun’un 52’nci maddesinde yer alan “bir hata veya
sair bir ârıza” ifadesindeki birinci kavram yanılmayı, ikincisi ise tek
neticeli sapmayı belirtmekteydi.
28
5237 sayılı TCK’da sapmaya ilişkin
özel bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu duruma ilişkin gerekçede;
“Keza, hedefte sapma hâli ile ilgili olarak bu madde kapsamında düzenleme
yapılmasına gerek duyulmamıştır. Çünkü hedefte sapma hâlinde bir hata söz
konusu değildir. Bu durumda suçların içtimaı hükümleri kapsamında de-
ğerlendirilmesi gereken bir sorun söz konusudur. Nitekim uygulamada da
hedefte sapma, suçların içtimaı ve özellikle fikri içtima bağlamında ele alın-
maktadır.”
denilmek suretiyle, hem sapmanın hukuki niteliğine, hem
de hukuki sonucuna ilişkin belirlemelerde bulunulmuştur. Yargıtay,
5237 sayılı Kanun zamanında vermiş olduğu bir kararında, öğretideki
yaygın kanaate ve 30’uncu maddenin gerekçesine rağmen tek neticeli
sapma hâlini yanılma olarak değerlendirmiş ve TCK m.30 hükmünün
uygulanması gerektiğini ifade etmiştir. Ancak karar incelendiğinde
görüleceği üzere, TCK m.30 hükmünün uygulanacağı belirtilmesine
rağmen mesele ilgili madde uyarınca değil suçların içtimaı esaslarına
göre çözülmüştür.
29
Yargıtay kararında, uygulanacak maddenin yan-
sonra ortaya çıkar, yani kast herhangi bir yanılma olmaksızın meydana geldikten
sonra zuhur eden bir sebeple başka türlü gerçekleşir.” (Dönmezer-Erman, II, s.
323).
27
“Gerek hata ve gerekse sapmada failin yapmış olduğu hareket istediği değil, is-
temediği kişi üzerinde netice doğurmaktadır. Hata ve sapma birbirlerinden gö-
rünüş yönünden farklı olmalarına rağmen, her ikisi de aynı esaslara tabidir; yani
hata için kabul edilen kural, sapma için de geçerlidir. Hata hâlinde failin kasten
hareket ettiğini kabul eden kanun, sapmada da aynı esası benimseyip, tek suç
kabul etmelidir.” Demirbaş, s.380; “Her iki hâlde de irade ile gerçekleşen netice
arasında farklılık bulunduğu için, bu farkın yanılma veya sapmadan ileri gelme-
si arasında ayırım gözetmeksizin, meseleyi çözümlemek ve bu nevi yanılma ya
da sapmanın kusurluluğu etki biçimini incelemek gerekir.” Dönmezer-Erman,
II, s. 314.
28
Dönmezer-Erman, II, s.323, Karakurt, s. 121.
29
“Sanığın eniştesi ile aralarında çıkan tartışma sırasında, eniştesini kendisinden