Background Image
Previous Page  152 / 441 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 152 / 441 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2014 (110)

Olgun DEĞİRMENCİ

151

(TCK m.81) bakımından avcı, kastının bulunmamasından dolayı so-

rumlu olmayacaktır. Ancak insan öldürme suçunun taksirli hâli (TCK

m.85) bulunduğundan ve avcının gerekli dikkat ve özeni göstermesi

hâlinde çalılığın arkasındaki varlığın insan olduğunu anlayacak olma-

sından dolayı taksirle öldürme suçundan sorumlu olacaktır.

86

Yargıtay

Ceza Genel Kurulu, 2008 tarihli bir kararında verilen örneğe benzer bir

durumda taksirle öldürme fiilinden dolayı sorumluluğun gerektiğine

karar vermiştir.

87

Bu noktada, konunun yukarıda belirtilen görüşler doğrultusun-

da daha iyi anlaşılabilmesi için suçun maddi unsurlarında yanılma-

nın kasten işlenebilen ve taksirle işlenebilen suçlar bakımından ayrı

ayrı incelenmesi gerekmektedir. Kasten işlenebilen bir suçun maddi

unsurlarında yanılma hâlinde iki durum karşımıza çıkmaktadır. Fa-

sonucu ölümün meydana geldiği anlaşıldığından, öldürme kastı bulunmayan sa-

nığın eylemi tedbirsizlik ve dikkatsizlik sonucu ölüme sebebiyet vermek suçunu

oluşturur.” (YCGK, 19.6.1995, K.217) (Hakeri, s. 381).

86

Dönmezer-Erman, II, s. 315;

87

“5237 sayılı Yasanın 30/1. fıkrasında yer alan düzenleme suçun maddi unsurla-

rına ilişkin bilgisizliği, eksik veya yanlış bilgiyi ifade eder. Fail suçun tanımında-

ki tüm maddi unsurları bilmelidir. Failin bilmesiyle gerçek arasında bir çelişki,

uyumsuzluk varsa burada hata vardır. Bu hata suça ilişkin kastı ortadan kaldırır.

Ancak, bu kişi gerekli dikkat ve özeni göstermiş olsa idi, böyle bir netice ile karşı-

laşılmazdı şeklinde bir yargıya ulaşılabiliyorsa, taksirle işlenmiş bir haksızlık söz

konusu olur. Bu haksızlık kanunda suç olarak tanımlanmışsa, fail taksirle sorum-

luluğundan cezalandırılır. Somut olayda, sanık kardeşini sincap zannederek ona

ateş etmiş ve onu öldürmüştür. Bu durumda, kasten öldürme suçunun konusu

insan olduğundan, suçun maddi unsurlarından olan ‘suç konusu’nda yanılgıya

düşen sanığın ‘suç kastı’ ortadan kalkmıştır. Dolayısıyla ‘kasten öldürme’ veya

‘olası kastla öldürme’ suçlarından cezalandırılmayacaktır.

Kural olarak suçlar ancak kastla işlenebilir. Yasada açıkça gösterilen durumlarda

ise taksirle de suç işlenebilir. 5237 sayılı Yasada ‘öldürme’ suçu taksirle işlene-

bilecek suçlar arasında düzenlenmiştir. Somut olaya dönüldüğünde, pencerenin

önünde hareket eden cismin sincap olduğunu zannederek ateş ettiği kabul edilen

sanığın eylemi sırasında; ‘suçun konusu’ ile ilgili olarak hataya düşmesi nedeniy-

le, ‘doğrudan kastla’, orada bir insan olduğunu öngörmediği kanaati hâsıl oldu-

ğundan da ‘olası kast’ veya ‘bilinçli taksirle’ hareket ettiği söylenemez.

Buna karşılık; sanık, gerekli dikkat ve özeni göstermiş olsa idi ya da başka bir de-

yişle dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı hareket etmemiş olsaydı, kardeşinin

ölümü şeklinde gerçekleşen neticeyi öngörebilirdi. Şu durumda; yorgun olarak

eve gelip, aydınlık olan dış ortamdan karanlık olan ev ortamına giren sanığın,

sincaplarla ilgili olarak daha önceden meydana gelmiş olan olayların da etkisiyle,

pencerenin önünde hareket eden canlıyı sincap zannedip, gerekli dikkat ve özeni

göstermeden av tüfeği ile ateş etmek suretiyle pencerenin önünde bulunan kar-

deşini vurmaktan ibaret eylemi ‘taksirle öldürme’ suçunu oluşturacaktır.” (CGK,

15.07.2008, 192) (Hakeri, s. 383).