

TBB Dergisi 2014 (110)
Olgun DEĞİRMENCİ
153
farklı, kişinin iradesi ile gerçek arasındaki uyumsuzluğa kendi taksi-
ri ile neden olup olmadığı farklı bir şeydir. Bazı durumlarda, taksirle
işlenen bir suça rağmen, kişinin yanılgıya düşmesinde taksiri bulun-
mayabilir. Doğaldır ki bu durumda, kişi cezai açıdan sorumlu olma-
yacaktır.
Bir eczacının, reçeteyi yanlış okuduğundan dolayı hatalı ilaç ve-
rerek hastanın ölümüne yol açması durumunda, yanılgısının cezai
sorumluluğunu etkilemeyeceği, taksirle öldürme fiilinden sorumlu
olacağı açıktır. Eczacı, reçeteyi doğru okusa idi netice gerçekleşmeye-
cekti. Ancak, eczacının bilgisi dâhilinde bulunmaksızın ilaçların yeri-
nin değiştirilmesinden dolayı yanlış ilacın verilmesi hâlinde, eczacının
yanılma hâlinde taksirinin olduğundan bahsedilemeyeceğinden cezai
sorumluluğu olmayacaktır.
93
Tipte yanılmada, failin suçun unsurlarının söz konusu olayda
oluştuğu konusunda şüphesinin bulunması durumunu açıklığa ka-
vuşturmak gereklidir. Yukarıda da izah edildiği üzere, şüphe yanıl-
madan farklı bir kavramdır. Şüphe hâlinde kişinin bilgisi mevcuttur
ancak mevcut olan bilgi iki hareket şeklinden birini seçmesi için faile
yeterli olmamaktadır. Bu durumda, failde suçun kanuni tanımında-
ki unsurların da gerçekleşebileceğine ilişkin küçük de olsa bir öngörü
mevcuttur. Bu noktada failin doğrudan kast ile olmasa da olası kast ile
hareket ettiği sonucuna varabiliriz.
94
Yukarıda ifade edilen ve suçun maddi unsurlarında yanılmanın,
failin ceza sorumluluğuna etkisini izah eden tüm görüşler, yanılmanın
kaçınılamaz/esaslı
95
veya kaçınılabilir/esaslı olmayan ayrımına göre
sonuca gitmeye çalışmıştır. TCK’nın 30’uncu maddesinin 1’inci fıkra-
sında yanılma konusunda kaçınılamaz/esaslı veya kaçınılabilir/esaslı
olmayan şeklinde bir ayrıma gidilmemiştir. Bununla birlikte, yanılma
dolayısıyla taksirli sorumluluk hâlinin saklı tutulmasından dolayı,
93
Hakeri, s. 384; Dönmezer / Erman, II, s. 318.
94
Bkz. aynı şekilde Demirel, s. 107.
95
“Hataya düşmek hususunda kişinin herhangi bir biçimde kınanamaması ve orta-
lama her insanın aynı hataya düşmesinin olağan kabul edilmesi hâlinde kaçınıl-
maz hata söz konusudur. Buna karşılık, dikkatli ve özenli davranılması hâlinde
hatanın önüne geçilmesinin mümkün olduğu hâllerde, hatanın kaçınılabilir oldu-
ğu kabul edilir.” (Demirbaş, Timur, Ceza Hukuku Genel Hükümler, Güncellen-
miş 7. Baskı, Ankara 2011, s. 394).