Background Image
Previous Page  159 / 441 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 159 / 441 Next Page
Page Background

Ceza Hukukunda Yanılma Kavramı ve Hukuka Uygunluk Nedenlerinde Yanılma

158

b. Suçun Nitelikli Hâllerinde Hata

Suçun nitelikli hâlleri, daha fazla veya daha az cezayı gerektiren

hâlleridir. TCK’na göre;

“Bir suçun daha ağır veya daha az cezayı gerekti-

ren nitelikli hâllerinin gerçekleştiği hususunda hataya düşen kişi, bu hatasın-

dan…”

yararlanacaktır.

Kanun koyucu, suçun nitelikli hâllerinde yanılmanın ceza sorum-

luluğuna etkisini, ne suçun unsurlarında yanılmanın kastı ortadan

kaldıracağı şeklinde, ne de ceza sorumluluğunu kaldıran veya azaltan

hâllerde olduğu gibi “kaçınılmazlık” kıstasına başvurarak düzenleme-

miş, sadece ilgili kişinin hatasından yararlanacağını belirtmiştir.

Suçun nitelikli hâllerinde fail, suçun temel şekline ilişkin unsurlar-

da herhangi bir yanılgıya düşmüş değildir. Fail, suçun daha ağır veya

daha hafif cezayı gerektiren nitelikli hâllerinin gerçekleştiği hususun-

da yanılma içindedir. Suçun nitelikli hâllerinde yanılmanın, suçun

maddi unsurlarıyla bağlantılı olarak değerlendirilerek failin kastını

etkilediğini kabul etmek gerekmektedir.

112

Nitelikli hâllerde yanılma karşımıza şu şekilde çıkabilir;

Kanun koyucu, suçun nitelikli hâllerinde yanılmanın ceza sorumluluğuna

etkisini, ne suçun unsurlarında yanılmanın kastı ortadan kaldıracağı şeklinde, ne de ceza

sorumluluğunu kaldıran veya azaltan hâllerde olduğu gibi “kaçınılma lık” kıstasına

başvur rak düzenlememiş, sadece ilgili kişinin h t sından y rarlanacağını belir miştir.

Suçun nitelikli hâllerinde fail, suçun te el şekline ilişkin unsurlarda herhangi

bir yanılgıya düşmüş değildir. Fail, suçun daha ağır veya daha hafif cezayı gerektiren nitelikli

hâllerinin gerçekleştiği hususunda yanılma içindedir. Suçun nitelikli hâllerinde yanılmanın,

suçun maddi unsurlarıyla bağlantılı olarak değerlendirilerek failin kastını etkilediğini kabul

etmek gerekmektedir.

112

Nitelikli hâllerde yanılma karşı ıza şu şekilde çıkabilir;

Daha ağır cezayı gerektiren hâllerde yanılma iki şekilde karşımıza çıkmaktadır;

(1) Failin işlediği suçta daha ağır cezayı gerektiren bir hâl vardır ancak fail

bunu bilmemektedir. Bu durumda, işlenen suçta daha ağır cezayı gerektiren bir durum vardır,

ancak fail bunu bilmediğinden dolayı nitelikli hâl bakımından kasten hareket etmiş sayılmaz

ve cezası artırılmaz. TCK’nın 82’inci maddesine göre kasten öldürme suçunun

“üstsoy ve

altsoydan birine ya da eş veya kardeşe karşı”

işlenmesi, öldürme suçunun nitelikli

hâllerinden birisidir. Failin, A’yı öldürme isterken, yanılma sonucunda babası B’yi öldürmesi

durumunda, işlenen suçta daha ağır cezayı gerektiren nitelikli bir hâl bulunacak, ancak bu

nitelikli hâl, failin bilgisi dâhilinde olmayacaktır. Bu durumda, fail kasten öldürme suçundan

sorumlu olacak, ancak nitelikli hâl dolayısıyla cezası artırılmayacaktır.

113

Ünlü hukukçu

de

Vabres

’in işaret ettiği gibi Yunan mitolojisinin ünlü meselinde, babasını bilmeden öldüren

Oidipus’a ağırlatıcı neden uygulanmayacak ve yanılmadan dolayı sadece kasten öldürmeden

sorumlu tutulacaktır.

114

Nitelikli Hâllerde Yanılma

Daha Ağır Cezayı

Gerektiren Hâllerde

Yanılma

Daha Hafif Cezayı

Gerektiren Hâllerde

Nitelikli Hâl Var, Fail Bunu

Bilmemektedir.

Nitelikli Hâl Yok, Fail

Bunu Bilmemektedir.

Nitelikli Hâl Var, Fail Bunu

Bilmemektedir.

Nitelikli Hâl Yok, Fail

Bunu Bilmemektedir.

Daha ağır cezayı gerektiren hâllerde yanılma iki şekilde karşımıza

çıkmaktadır;

(1) Failin işlediği suçta daha ağır cezayı gerektiren bir hâl vardır

ancak fail bunu bilmemektedir. Bu durumda, işlenen suçta daha ağır

cezayı gerektiren bir durum vardır, ancak fail bunu bilmediğinden

dolayı nitelikli hâl bakımından kasten hareket etmiş sayılmaz ve ce-

zası artırılmaz. TCK’nın 82’inci maddesine göre kasten öldürme su-

ç nun

“üstsoy ve al soyd n birine a da eş veya kardeşe karşı”

işlenmesi,

öldürme suçunun nitelikli hâllerinden birisidir. F ilin, A’yı öldürme

112

Koca / Üzülmez, s. 234; Özbek, s. 88.