

TBB Dergisi 2014 (110)
Ümit KILINÇ
295
ğıtılması için polis tarafından sıkılan tazyikli su, kaba dayak ve bu tür
davranışların göstericilerin sağlık durumları üzerindeki etkisi dikkate
alındığında, polis tarafından aşırı güç kullanılması, Sözleşme’nin 3.
maddesi kapsamında yasaklanan kötü muamele olarak kabul edilmek-
tedir. AİHM bu soruya Türkiye ile ilgili birçok davada pozitif bir şe-
kilde cevap vermiş ve toplantı ve gösteri yürüyüşleri sırasında, polisin
göstericileri dağıtmak için orantısız güç kullanmasının Sözlesme’nin 3.
maddesine aykırı olduğunu tespit etmiştir.
Arpat-Türkiye
kararı bu duruma bir örnek olarak gösterilebilir
64
.
AİHM bu davada, polislerin basvurucuyu gözaltına alırlarken oran-
tısız güç kullandıklarını belirterek, Sözleşme’nin 3. maddesinin ihlal
edildiğine karar vermiştir.
Karatepe ve diğerleri-Türkiye
65
kararında da
aynı şekilde, polisin orantısız güç kullanımına maruz kalan gösterici-
ler için Sözleşme’nin 3. maddesinin ihlal edildiği sonucuna varılmıştır.
Bu konuda AİHM tarafından verilmiş ve Türkiye’de polisin gösterici-
leri dağıtmak için aşırı güç kullanması hususu ile ilgili onlarca karar
bulunmaktadır ve bu kararların yaklaşık olarak tamamında AİHM,
polisin gösterilerde güç kullanmasının orantısız olduğuna karar ver-
miş ve Türkiye’yi mahkum etmiştir
66
.
Göstericilere karşı orantısız güç kullanımı konusunda AİHM’nin
“biber gazı” ile ilgili pozisyonuna değinmekte fayda vardır. AİHM,
Ali Güneş/Türkiye
kararında
67
biber gazı kullanımının solunum prob-
lemleri, bulantı, kusma, soluk borusunda yanma, gözün yanması,
spazm, göğüs ağrısı, dermatit ve alerji gibi sorunlara yol açabilece-
ğini ve aşırı şekilde kullanılması halinde, bu gazın, solunum ve sin-
dirim borularında doku ölümüne, akciğer ödemi ve iç kanamaya yol
açabileceğini açıkça ifade etmiştir. AİHM bu kararda ayrıca, biber
gazının insan sağlığı üzerindeki etkisine ve kullanılmaması gerek-
tiğini belirten İşkence’ye Karşı Komite’nin beyanlarına dayanarak,
64
AİHM, Arpat/Türkiye, n° 26730/05, 15/06/2010 tarihli karar.
65
AİHM, Karatepe ve diğerleri/Türkiye, n° 33112/04, 36110/04, 40190/04, 41469/04
ve 41471/04 ve 7 Nisan 2009 tarihli karar.
66
AİHM, Çelik/Türkiye n° 3, n° 36487/07 ve 15 Kasım 2012 tarihli karar; Gülizar
Tuncer/Türkiye, n° 12903/02 ve 8 Şubat 2011 tarihli karar; Umar Karatepe/
Türkiye, n° 20502/05 ve 12 Ekim 2010 tarihli karar; Ekşi ve Ocak/Türkiye, n°
44920/04 ve 23 Şubat 2010 tarihli karar; Aytaş ve diğerleri/Türkiye, n° 6758/05
ve 8 Aralık 2009 tarihli karar; Kop/Türkiye, n° 12728/05 ve 20 Ekim 2009 tarihli
karar; Serkan Yılmaz ve diğerleri/Türkiye, n° 25499/04 ve 13 Ekim 2009 tarihli
karar ve Cemalettin Canlı/Türkiye, n° 26235/04 ve 9 Şubat 2010 tarihli karar.
67
AİHM, Ali Güneş/Türkiye, n° 9829/07 ve 10 Nisan 2012 tarihli karar.