

TBB Dergisi 2014 (110)
Selin SERT
345
cek bir süre olduğu
30
sonucuna ulaşılmaktadır
31
. Kanunun bu şekilde
bir süre belirlemesinin amacı, işçinin boş olarak ayarlanan zamanlar-
da başka işlerde de çalışma olasılığının bulunmasıdır. Tarafların dört
günden daha az bir sürede çağrılmayı kararlaştırdıkları herhangi bir
sözleşme
32
hüküm ifade etmeyecektir
33
.
Çağrı üzerine çalışmaya dayalı iş sözleşmesinde çağrının, işveren
veya işveren tarafından yetkili kılınan kişi tarafından yapılması gerek-
mektedir. İşveren çağrı üzerine çalışmaya dayalı sözleşme yapma hu-
susunda bir kişiyi yetkilendirebileceği gibi, işveren vekili de işveren
adına çağrıyı yapabilmelidir.
Çağrı üzerine çalışmaya dayalı iş sözleşmesinde çağrının yapılma-
sı usulü hakkında herhangi bir hüküm bulunmamaktadır. İşyerinin
bu hususta alışılmış usullerinin olması durumunda, çağrının o usulle
yapılması daha uygun olacaktır. Özel bir çağrı usulü belirlenmemişse,
yazılı, sözlü, faks, telefon hatta elektronik çağrı bile çağrı olarak kabul
edilebilmelidir. Çağrı yapılması usulünde önemli olan, çağrının yapıl-
30
“İşverenin işçiye çağrı üzerine çalışmaya dayalı işi en az dört gün önceden bil-
dirmesi gerekliliği, İş Kanununda nisbi emredici nitelikte düzenlenemediği için,
bu hüküm işveren lehine görünmekte ve işverene çağrıyı bir işin yapılmasına bir
saat kala dahi işçiyi çağırma imkanı vermiş gibi bir izlenim bırakmaktadır. Do-
layısıyla, bu durum işçi de sürekli ne zaman işe çağrılacağı endişesi duymasına
sebep olacaktır”., Akkaya, Yüksel: “Yeni İş Kanunu: Çalışma Hakkı YaşamHakkı-
na Karşı”, Evrensel Kültür Dergisi, S. 138, Haziran 2003, s.13-14; Işıklı, Alparslan:
http://www.yol-is.org.tr/genel/bizden_detay.php?kod=239; Eyrenci, Öner: Es-
neklik, s. 5-6; Eyrenci, Öner: Kısmi Süreli Çalışma, s. 33 .
31
“Dört gün, çağrı üzerine çalışmaya dayalı iş sözleşmesindeki çağrıların en az kaç
gün önceden yapılması gerektiğini belirten bir ön koşul niteliği taşımaktadır.
Yani, işçi dört gün önceden yapılmış bir çağrıya uymakla yükümlü tutulmamalı-
dır”. Kılıçoğlu, Mustafa: s. 77.
32
“Taraflar, işçi lehine olmak kaydıyla, İş Kanunu m.14 hükmünde belirtilen sü-
releri azaltabileceklerdir”. Çelik, Nuri: İş Hukuku, s. 86; “İş Kanunu m.14 hük-
mündeki süreler, taraflarca kararlaştırılarak azaltılamaz, belirtilen süreler asgari
sürelerdir ancak işçi lehine artırılabilir”., Ulucan, İş Sözleşmesi Türler, s. 65; Aynı
görüş için bkz. Kılıçoğlu, Mustafa: s. 78; “ İş Kanunu m.14 hükmünde belirtilen
süreler, yedek hukuk kuralı niteliğinde olduğu için, taraflar sözleşme yapma öz-
gürlüğü gereğince serbestçe belirleyebileceklerdir”., Eyrenci, Öner: Yeni İş Kanu-
nu, http:// www. tisk.org.tr/isveren_sayfa.asp?yazi_id=758&id=45; Süral, Nur-
han: “Esnekliğin Sosyal Güvenlik Boyutu”, TİSK-İşveren, Ocak-Şubat-Mart 2005,
http://www.tisk.org. tr /isveren_sayfa.asp?yazi.id=1153&id=63; “Taraflar, çağrı
süresini ve çalışma süresini serbestçe belirleyebilirler. Yani, anılan sürelerin altına
inilebileceği gibi, üstüne de çıkılabilir”., Zeytinoğlu, Emin: Kısmi Süreli Çalışma,
s. 462; “Çağrı üzerine çalışmaya dayalı iş sözleşmesinde işçi ve işverenin araların-
da yaptıkları sözleşmede işçinin ne kadar süre ile çalışacağı kararlaştırılmış ise,
işçi sadece bu süre kadar çalıştırılabilir”., Seçkin, Nazlı: s.242.
33
Eyrenci/Taşkent/Ulucan: s.76; Süzek, Sarper: s. 222.