

TBB Dergisi 2014 (110)
Selin SERT
347
işçinin aralıksız çalışması zorunluluğunu ifade etmez. İşçi, çalışma sü-
resi içinde, çalışma süresine uygun olarak kendisine ara dinlenme hak-
kının tanınması gerekmektedir. İşçiye ara dinlenmesi hakkının veril-
mesi, çağrı üzerine çalışmaya dayalı işin süreklilik niteliğini etkilemez.
İşçinin yasaya veya sözleşmeye uygun olarak düzenli biçimde çağ-
rılmaması veya çağrılması fakat üst üste çalıştırılmaması durumunda
da işçi ücrete hak kazanacaktır
38
. İşçinin, çağrıldığı halde en az dört
saat üst üste çalıştırılmaması, işçi için çağrı üzerine çalışmaya dayalı iş
sözleşmesinin haklı fesih nedenini oluşturur. Bu durumda, işçi için iş
koşullarının uygulanmaması söz konusudur. Usulüne uygun olmayan
her çağrıyı haklı fesih nedeni olarak kabul etmemiz hakkaniyete uy-
gun düşmeyecektir. Dolayısıyla, somut olayın özelliklerine göre çağ-
rılmamanın işçinin yeteneği v.s. gibi önem taşıyan hallerde haklı fesih
imkanı kabul edilmelidir.
5) Çağrı Üzerine Çalışmaya Dayalı İş Sözleşmesinde Kıdem
Tazminatının Hesaplanması
Çağrı üzerine çalışmaya dayalı iş sözleşmesinde işçinin kıdemi
39
ve kıdeme bağlı hakları
40
işçinin çağrıldığı veya çağrılması gereken
38
Çelik, Nuri: İş Hukuku, s. 92 (dpn. 47) ; Eyrenci/Taşkent/Ulucan: s.76; Aktay,
Nizamettin-Arıcı,Kadir- Kaplan, Tuncay: s. 94 .
39
“… Toplanan delillerden davacının mahkemece kabul edildiği gibi mevsimlik işçi
olmadığı, haftanın belirli günlerinde çalışan devamlı işçi olduğu, 21.10.1993 ta-
rihinde sendika üyesi olan davacının üyeliğinin 24.10.1993 günü işverene tebliğ
edilmek istendiği işverenin tebellüğ etmediği, bunun üzerine durumun 25.10.1993
günlü işverene faksla bildirildiği, işverenin aynı gün davacının hizmet akdini
sona erdirdiği ve bir daha işe çağırmadığı anlaşılmakta olup, bu durumda davacı-
nın ihbar ve kötüniyet tazminatı talep etmekte de haklı olduğu kabul edilmelidir.
Buna rağmen mahkemece gerekçe dahi gösterilmeden anılan isteklerin reddedil-
mesi bozmayı gerektirmiştir”., Yargıtay 9.Hukuk Dairesi, 01.11.1995, 13458/33266
(Akyiğit, Ercan: Şerh, s. 562).
40
“Dosya içinde bulunan 15.05.1995 tarihli taahhütname ve bunun kabulü ile ilgili
davacı işçinin beyanına göre, davacı işyerinde işlerin yoğunluğu ve özelliği ge-
rektirdiği takdirde işveren tarafından çağrılıp çalışmayı taahhüt etmiş, böyle bir
durum söz konusu olmadığı hallerde ise serbest kalma durumunda bulunmuştur.
Son yıllarda ülkemizde de çokça görülen esnek çalışma türlerinden olan “çağ-
rı usulü” çalışma şekli söz konusudur . Davacı işçi bu şekilde beş yıl kadar bir
dönem içinde filen 2 yıl 352 gün çalışmıştır. Dosya içindeki çalışma cetvellerin-
den davacının birbirini takip eden aylarda 3 gün+ 7 gün ve daha fazla çalıştığı,
bir ya da iki takvim ayında da hiç çalışmadığı anlaşılmaktadır. Son defa davacı
yaklaşık iki ay kadar çağrılmayı beklemiş, fakat çağrılmadığı için iki ayın dolma-
sına üç gün kala 03.04.2000 tarihli ihtarname çekerek ihbar ve kıdem tazminatına
hak kazandığını bildirmiştir. Davalı ise, 10.04.2000 tarihli cevabi ihtarnamesinde
kendinin çağırılıp usulü yöntemiyle çağrıldığını sözleşmesinin devam etmekte