

TBB Dergisi 2014 (111)
Gülmelahat DOĞAN
21
ölçüde düşmesi, enflasyon grafiğindeki aşırı yükselmeler vb.)
47
Uyar-
lamayı doğuran koşullar, sözleşmenin kurulmasından sonra meydana
gelmiş olmalı ve hakimden uyarlamayı talep eden tarafın, sözleşmenin
yapıldığı sırada gerçekleşen olayları öngörememiş ya da öngörülmesi-
nin borçludan beklenemeyecek olması gerekir.
Hakim nelerin beklenebilir olup olmadığını değerlendirirken ve
sözleşmede yer alan boşluğun nasıl doldurulacağına karar verirken, so-
mut olayın tüm özellikleri ve tarafların menfaatleri dikkate almalıdır.
48
Yargıtay öngörülemezlikle ilgili olarak 2005 yılında vermiş olduğu
kararında, ülkemizde ekonomik krizlerin sıklıkla seyrettiğini ve dö-
vizle borçlanan kişinin bu hususu öngörebilecek durumda olduğunu
ifade etmiştir.
49
Yargıtay başka bir kararında ise davacının tacir olduğu
bu sebeple “basiretli bir tacir gibi davranma” yükümlülüğü gereğince
uyarlamanın şartlarından olan öngörülemezlik unsurunun gerçekleş-
mediğini belirtmiştir.
50
Yargıtay’ın bu tutumu soyut bir değerlendir-
me yapılıyor olması, sözleşme tarafının öznel özelliklerinin dikkate
alınmaması sebebiyle eleştirilmektedir. Kişinin sadece tacir olması ne-
deniyle uyarlama talebinin reddedilmemesinin gerektiği, somut olay
bakımından o durumdaki başka bir tacirin de durum değişikliğini ön-
göremeyeceği sonucuna varılıyor ise sözleşmenin tarafının tacir olma-
47
Oğuzman Kemal / Öz Turgut, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, 11. Baskı, İstan-
bul 2013, s. 206.
48
Topuz Seçkin, age, s. 323.
49
Yargıtay 13. H. D . 09.06.2005 tarihli, 2005/1874 E., 2005/9749 K sayılı ilamı (www.
kazanci.com Erişim Tarihi: 02/04/2013)
50
Yargıtay 11. H. D. 17/11/2003 tarihli, 2003/3979 E., 2003/10988 K. Sayılı ilamı.
“Davacı tacirin ekonomik kriz işaretlerinin ortaya çıktığı bir dönemde yabancı
para üzerinden kira sözleşmesi yapması nedeniyle basiretli bir tacir gibi davran-
madığı sonucuna varılmalıdır. TTK.nun 18/1. maddesinde A.Ş.lerin tacir oldukları
açıklanmıştır. Aynı Yasa’nın 20/II. maddesine göre de her tacirin ticaretine ait faa-
liyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gerekir. Basiretli bir iş adamı
gibi davranma yükümü aslında objektif bir özen ölçüsü getirmekte ve tacirin ticari
işletmesiyle ilgili faaliyetlerinde, kendi yetenek ve imkanlarına göre ondan bekle-
nebilecek özeni değil, aynı ticaret dalında faaliyet gösteren tedbirli, öngörülü bir
tacirden beklenen özeni göstermesinin gerekli olduğu kabul edilmektedir. Gerekli
tedbirleri almadan sözleşme yapan ve borç altına giren tacirin alabileceği tedbirle
önleyebileceği bir imkansızlığa dayanması kabul edilebilecek bir durum değildir.
Ülkemizde 1958 yılından beri devalüasyonlar ilan edilmekte, sık sık para ayarla-
maları yapılmakta, Türk parasının değeri dolar ve diğer yabancı paralar karşısında
düşürülmektedir. Dolayısıyla ülkemizdeki
istikrarsız ekonomik durum tacir olan
taraflarca tahmin olunabilecek bir keyfiyettir. Somut olayda uyarlamanın koşulla-
rından olan öngörülmezlik unsuru oluşmamıştır.”
(www.kazanci.com)