

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Gäfgen Kararı Bağlamında Ceza Muhakemesinde ...
336
Mahkumiyet kararından sonra MG, Federal Adalet Mahkemesi’ne
(BGH) başvuruda bulunmuş ve Bölge Mahkemesi’nin yapmış oldu-
ğu ön başvuruyu reddetmesini şikayet konusu yapmıştır. Bunun yanı
sıra Bölge Mahkemesinin yasaklanmış yöntemlerle alınan ifadeler so-
nucu soruşturma makamları tarafından öğrenilen çocuğun cesedi gibi
bulguların, ceza davasında kullanılamayacaklarına dair bir beyanda
bulunmayı reddetmesi de söz konusu şikayette belirtilmiştir. Fede-
ral Savcı ise vermiş olduğu mütalaada diğer argümanların yanı sıra
her halükarda böyle bir şikayetin temelinin olmadığını; çünkü Bölge
Mahkemesinin başvurucunun önceki ifadelerinin delil olarak kabul
edilmeyeceğine dair bilgilendirmede bulunduktan sonra başvurucu-
nun yalnızca duruşmada verdiği ikrarı kullandığını belirtmiştir. BGH,
MG’nin başvurusunu hiçbir gerekçe göstermeksizin 21 Mayıs 2004 ta-
rihli kararı ile reddetmiştir
27
.
Bunun üzerine MG, 23 Haziran 2004’te Federal Anayasa
Mahkemesi’ne başvuruda bulunmuştur. Başvurucu 1 Ekim 2002 saba-
hı polis tarafından sorgulanma biçimiyle ilgili olarak Anayasanın 1/1.
fıkrasının ve 104/1. fıkrasının 2. cümlesinin ihlal edildiğini iddia et-
miştir. Federal Anayasa Mahkemesi de MG’nin başvurusunu, 14 Ara-
lık 2004 tarihli kararı ile reddetmiştir. Federal Anayasa Mahkemesi’ne
göre dava dışında temel hakların ihlal edilmiş olması, ceza mahkeme-
sinin yargılama sırasında yaptığı tespitlere dayanarak verdiği bir ka-
rarın anayasaya aykırı olduğu sonucuna varmayı gerektirmemektedir.
Dava konusu olayda ceza mahkemeleri, polis tarafından kullanılan
soruşturma yöntemlerinin yasak olduğunu tespit etmişler, fakat bu
tespitten çıkarılacak hukuki sonuçlar konusunda başvurucudan farklı
düşünmüşlerdir. Ceza mahkemeleri söz konusu davranışların bir so-
nucu olarak elde edilen ifadelerin kullanılamayacağı, fakat ceza da-
vasının devam etmesine karşı özel bir engel bulunmadığı görüşünü
kabul etmişlerdir. Federal Anayasa Mahkemesine göre, yasak sorgu
yöntemlerinin kullanılmasıyla oluşan usule ilişkin kusurun, ceza mah-
kemeleri tarafından telafi edildiği söylenebilir; çünkü ceza mahkeme-
leri bu şekilde elde edilen ifadelerin kabulünü yasaklamışlardır. Bu
27
Gäfgen v. Almanya, §37-39.