Background Image
Previous Page  364 / 533 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 364 / 533 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2014 (111)

Murat Volkan DÜLGER

363

saikiyle ikrarda bulunmayı istemiştir. Yargılama sırasında ikrarların

farklılaşmış olması ise savunma stratejisinin değiştiğini göstermekte-

dir. Başvurucu ayrıca, yargılama sırasında, tartışma konusu maddi de-

lile itiraz etme imkanı bulmuştur. Daire, Bölge Mahkemesinin bu delili

kabul etmeye karar verirken bütün menfaatleri tartma imkanı buldu-

ğunu da kabul etmiştir. Bu unsurlar karşında Daire, tartışma konusu

bulguların kullanılmasının, başvurucunun yargılanmasını bir bütün

olarak adil olmayan bir duruma getirmediği sonucuna varmıştır

130

.

Başvurucu, Sözleşmenin 3. maddesine aykırı olarak elde edilen

maddi delillerin kabul edilmesinin, ulusal mahkeme önündeki ceza

davasını Sözleşmenin 6. maddesini ihlal eder hale getirdiğini; bu delil-

ler bir kez kabul edilince, artık savunma hakkından bütünüyle yoksun

bırakıldığını ileri sürmüştür. Başvurucu ayrıca kendini suçlamama il-

kesiyle sağlanan korumadan da yoksun kaldığını; zira Birstein’da ve

Birstein’dan dönerken bulunan delillerin, kendisini bunların nerede

olduklarını göstermeye zorlayan polisin emriyle elde edildiklerini id-

dia etmiştir. Başvurucu, JM’nin cesedini gizlediği yere doğru ağaçlar

arasında ayakkabısız olarak yürümeye zorlandığını, cesedi gizlediği

yere doğru gidişi ve sonra cesedi bulması sırasında video kaydının

yapılmış olmasının Birstein’deki olayların çocuğu kurtarmakla ilgi-

li olmayıp, kendisinin mahkûmiyetini sağlamayı amaçlayan bir delil

bulmakla ilgili olduğunu ifade etmiştir. Başvurucu, tartışma konusu

maddi delillerin mahkumiyet kararının verilmesinde sadece birer yan

delil değil, belirleyici deliller olduklarını, kendisi hakkında başka isnat-

larda bulunulabileceği halde; nitelikli kasten öldürme suçu isnadında

bulunabilmek ve bu suçtan mahkum edebilmek için ikrar sonucu elde

edilen kendini suçlandırıcı delillerin mutlaka gerekli olduğunu, o sı-

rada polisi bu delile götüren başkaca temiz (hukuka uygun) bir yolun

bulunduğu varsayımının geçerli olmadığını, polisin bunları başka bir

yoldan bulup bulamayacağının tamamen bir spekülasyon olduğunu

iddia etmiştir. Başvurucuya göre, ilk derece mahkemesi yargılamanın

hemen başında Sözleşmenin 3. maddesi ihlal edilerek elde edilen delil-

lerin dışlanması talebini reddettiği için, bu noktadan itibaren yargıla-

manın sonucu önemli ölçüde belirlenmiştir. Dolayısıyla bundan sonra

kendisinin susma hakkına dayanma veya JM’nin kaza ile öldüğünü

130

Gäfgen v. Almanya, §147-149.