Background Image
Previous Page  373 / 533 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 373 / 533 Next Page
Page Background

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Gäfgen Kararı Bağlamında Ceza Muhakemesinde ...

372

yetine yardımcı olmama; bir başka deyişle kendi aleyhine beyan ve

delil vermeye zorlanmama hakkını içermektedir. Her ne kadar Sözleş-

menin 6. maddesinde açıkça yer almasa da suç isnadı içeren davalara

ilişkin olarak kişinin kendi kendini suçlayıcı bir duruma düşmemesini

sağlamak için susma ve kendini suçlamama hakkının

163

yer aldığı zım-

nen kabul edilmektedir

164

.

AİHM’in ise açık saptamalardan kaçındığı kolaylıkla görülmek-

tedir. Ulusal mahkemelerin aksine usul kurallarını detaylı bir şekilde

belirlemek, mahkemenin görevi kapsamına girmemektedir. Oysaki

hem ulusal yargı makamları hem de AİHM, ne tür kesin (güvenilir)

delillerin kullanılabileceğine dair kuralı belirginleştirmelidir. Ayrıca

böyle bir kuralı gerekçelendirmeleri ve yargılama sırasında bir kural

ihlali olduğunda yasal bir yaptırıma bağlanıp bağlanmayacağına karar

vermeleri de gerekmektedir. Bu bağlamda yapılacak tespit ise dışlama

kuralının içeriğinin doldurulması ile olacaktır.

4. Dışlama Kuralının Somut Olaya Uygulanması

a. Dışlama Kuralı ve Alman Ceza Muhakemesi Hukukunun

Yaklaşımı

Dışlama kuralı (exclusionary rule), mahkeme içtihatları tarafın-

dan yaratılan ve ceza soruşturmasına muhatap olan kişilerin hakları

ihlal edilerek (hukuka aykırı şekilde) delil toplanmasını yasaklayan

bir kuraldır. Hukuka aykırı arama ve el koyma ile ele geçirilen delilin

163

AİHM susma hakkını şu şekilde açıklamaktadır: “Sözleşmenin 6. maddesinde

açıkça belirtilmemekle beraber, susma hakkı ve kendi kendini suçlamama hak-

kı (the right not to incriminate oneself), 6. maddedeki adil yargılanma fikrinin

temelini oluşturan uluslar arası standartlarda genel kabul görmüş haklardır. Bu

hakların amaçlarından biri, yetkililerin uygun olmayan zorlamalarına (improper

compulsion) karşı sanığın korunmasına ve böylelikle, adli hataların önlenmesine

ve 6. Maddenin amaçlarının gerçekleştirilmesine katkıda bulunmaktadır… Ken-

dini suçlamama hakkı, bir ceza davasında iddia makamının sanığa karşı iddia-

sını, sanığın arzusu hilafına baskı veya eza yöntemleri ile elde edilen kanıtlara

başvurmadan ispat etmesi gereğine dayanır. Bu anlamda, bu hak Sözleşmenin 6.

maddesinin 2. fıkrasında yer alan masumiyet karinesi ile sıkı sıkya bağlantılıdır.

Kendini suçlamama hakkı öncelikle, sanığın susma isteğine saygı ile ilgilidir.” Sa-

unders v. Birleşik Krallık, 17.12.1996, Reports 1996-VI, No.24, §68, 69; John Murray

v. Birleşik Krallık, 8.2.1996, Reports 1996-I, No.I, §45. Bkz: Billur Yaltı Soydan, “İn-

san Hakları Açısından Vergi Yükümlüsünün Adil Yargılanma Hakkı III”,

Vergi

Sorunları Dergisi,

S.145, Ekim 2000, s.124.

164

İnceoğlu, s.262, 263.