Background Image
Previous Page  378 / 533 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 378 / 533 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2014 (111)

Murat Volkan DÜLGER

377

ği problemine ilişkin kararlar vermiştir

192

. Bu problemi çözebilmek için

BGH, sanığa atılı suçlamanın önemi ve hukuka aykırı olan unsurlar

gibi davanın içinde bulunduğu koşulları göz önünde bulundurmak-

tadır. BGH, 34 BGHSt 362 sayılı davada, şimdiki davada olduğu gibi,

Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (CCP) 136a maddesine aykırı olarak

cebir (baskı/zorlama) bulunduğunu tespit etmiştir. Sanık, polis ile iş-

birliği yapan bir başka sanık ile birlikte hücreye hapsedilmiştir. Sanık,

gerçekleştirdiği hırsızlığı diğer sanığa açıklamıştır. Böylece bir başka

iddia makamı tanığı bulunmuştur. Mahkeme bahsedilen tanık beyanı-

nın kabul edilebilir olduğuna karar vermiştir. Efektif bir kovuşturma

ve suçun önlenmesine ilişkin olarak BGH tek bir yasadışı davranışın,

tüm yargılamayı engellememesi gerektiğini belirtmiştir. Ayrıca tanığın

başka türlü tespit edilemeyeceği sonucuna varılmasının da neredey-

se mümkün olmadığı ifade edilmiştir. CCP m.136a/3; yalnızca icbar,

tehdit ve hile yasağı ihlallerinden elde edilen ifadelerin delil niteliği-

ni haiz olmadığını ortaya koymaktadır. Bu sebeple, ifadelerin dolaylı

sonuçlarının genel olarak kabul edilemez olduğunun söylenmemesi

gerektiği belirtilmiştir

193

.

Bunlara ek olarak Alman hukuku öğretisinde bu olayda ya da

patlayacak olan bombanın yerini bilen teröristin ifadesinin alınması

sırasında, polis tarafından uygulanan işkence ve insanlık dışı veya

aşağılayıcı muamelenin, üçüncü kişi yararına zaruret hali veya meşru

müdafaa olarak değerlendirilmesi gerektiğini belirten yazarlar bulun-

maktadır

194

. Ancak bu gibi istisnai olaylarda, işkence yasağının istis-

nai olarak kabul edilmemesinin Almanya’da hala tartışmalı olduğu;

en azından bu gibi olaylarda işkencenin uygulanmasını kabul eden

Brugger’in görüşünün bir çok Alman devletler hukuku ve ceza huku-

ku bilim adamı tarafından benimsenmediği ve aynı zamanda çoğun-

luğun bu görüşe karşı çıktığı ifade edilmektedir. Bu sorunun Almanya

açısından artık hukuki bir problem olmaktan çıkıp, hukuki araçlarla

çözülemeyen ahlaki bir sorun olduğu da ifade edilmektedir

195

. Ayrıca

192

29 BGHSt 244; 32 BGHSt 68; 34 BGHSt 362.

193

Ast, s.1404.

194

Brugger, s.167 vd.

195

Walter Perron, “İşkenceye Dönüş – Özgürlükçü Hukuk Düzeni Tehlikede Mi?”,

Dünyada ve Türkiye’de Ceza Hukuku Reformları Kongresi (26 Mayıs – 4 Haziran

2010), C.II, Ed: Adem Sözüer, İstanbul, XII Levha Yayıncılık, 2013, s.1626, 1627.