

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Gäfgen Kararı Bağlamında Ceza Muhakemesinde ...
380
başvurucu ile X arasında, ikincinin evinde yapılan ve polis tarafından
elektronik dinleme cihazları tarafından tespit edilip kaydedilen görüş-
meler bulunmaktadır. Bu kayıtlar, başvurucunun uyuşturucu ticareti
iddiasıyla yargılandığı bir davada delil olarak kabul edilmiştir. Schenk
v. İsviçre davasına karşıt olarak, bu donanım ve bunun kullanılarak
görüşmelerin kaydedilmesi ulusal ceza hukukuna aykırı değildir ve
bu kayıtlar başvurucunun mahkumiyetinde temel alınan tek delildir.
Buna karşın, bu son düşünceye Mahkeme tarafından fazla itibar edil-
memiştir, zira kayıtlar hem çok sağlam bir delildir hem de şüphesiz
güvenilirdir. Nitekim Schenk v. İsviçre davasında da kayıtlar ger-
çekten önemliydi ve ihtimalen en önemli delildi. Ayrıca Başvurucu,
Schenk v. İsviçre davasında olduğu gibi, üç aşamalı ulusal mahkeme-
lerin her aşamasında delillerin özgünlüğüne ve kabul edilebilirliğine
itiraz edebilmiştir; ancak bu itirazlar delilin muhakemeyi adaletsiz
hale getirmesi halinde zaten dışlanacağı gerekçesiyle reddedilmiştir
202
.
Sözleşmenin 3. maddesinde yer alan “işkence ve insanlık dışı ya da
aşağılayıcı muamele görmeme” hakkı ihlal edilerek elde edilen delil-
lerin kabul edilebilirliği açısından ise durum değişmektedir. Yukarıda
da değindiğimiz Jalloh v. Almanya davasında, başvurucu uyuşturucu
ticaretinden suçlu bulunmuş ve alt ay tecilli hapis cezasına mahkum
olmuştur. Bu kişi hakkındaki en önemli delil, kendisine zorla verilen
kusturucu bir ilaçın etkisiyle kusması sonucu ele geçirilen uyuşturu-
culardır. Zorla ilaç verme eylemi Alman hukukuna göre hukuka aykırı
kabul edilmezken; Mahkeme, bunu Sözleşmenin 3. maddesinin “in-
sanlık dışı ve kötü muamele görmeme hakkının” bir ihlali olarak kabul
etmiş ancak işkence olarak nitelendirmemiştir. Kusturucu verilmesi
işkence boyutuna ulaşsaydı, bunun delil olarak kabul edilmesi tartış-
masız bir şekilde 6. maddenin ihlalini oluştururdu. Mahkeme kararına
göre, “suçlayıcı deliller –ister ifade ister maddi delil olsunlar– bir şid-
detin, vahşetin ya da işkence olarak nitelendirilen diğer muamelele-
rin sonucunda elde edildikleri takdirde, ispat değeri ne olursa olsun
buna bakılmaksızın bir mağdurun suçluluğunun ispatında dayanak
yapılamaz”
203
. Bu davanın olgularına göre, Mahkeme insanlık dışı ve
kötü muamele ile delil elde edilmesinin Sözleşmenin 6. maddesini ih-
202
Harris/O’Boyle/Bates/Buckley, s.256, 257.
203
Jalloh v. Almanya, §105.