Background Image
Previous Page  399 / 533 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 399 / 533 Next Page
Page Background

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Gäfgen Kararı Bağlamında Ceza Muhakemesinde ...

398

zira başvurucu dava sürecinde kanıtlanması gereken her şey zaten

kanıtlandıktan sonra ikrarda bulunmuştur. Başvurucunun ikrarından

önceki kanıtlama işlemi ise hukuka aykırı yollardan elde edilen delil-

lerden yola çıkılarak elde edilmiş, zehirli ağacın meyvesi kullanılmış-

tır. Bu davanın ve makalemizin işlediği problemin özü de buradadır

243

.

Mahkeme kararında, soruşturma aşamasında elde edilen delile-

rin dışlandığının beyan edilmesiyle yargılamanın hukuka aykırılıktan

kurtulduğunu, bu delillerin yalnızca ikrarın sınanması için kullanıl-

dığını ve yargılamaya etkisinin az olduğunu ileri sürmektedir. Oysa

bunun tam tersi bir akıl yürütmenin çok daha sağlam dayanaklarla

yapılması mümkündür. Buna göre, delillerin Sözleşmenin 3. madde-

sinin ihlali suretiyle elde edilmelerinin ve daha sonra yargılamada

kabul edilmelerinin, davanın daha sonraki seyrinde ve sonucu üzerin-

de hiçbir etkisinin bulunmadığının ileri sürülmesi mümkün değildir.

Başvurucunun sadece soruşturma aşamasında verdiği ifadelerin dış-

lanmasının, Sözleşmenin 3. maddesinin ihlalinin sebep olduğu kusu-

run düzeltilmesinde bir yararı olmuşsa bile bu son derece küçük bir

yarardır. Söz konusu deliller bir kez kabul edildiğinde, başvurucunun

savunma özgürlüğü bütünüyle değilse bile önemli ölçüde kısıtlanmış

olmakta ve kendisine isnat edilen suçlardan mahkumiyeti kaçınılmaz

hale gelmektedir. Bu durum başvurucunun kendini etkili bir şekilde

savunma yeteneği üzerinde ciddi şüphe meydana getirmekte, bu da

tarafların ve silahların eşitliği ilkesinden hareket edildiğinde yargıla-

mayı bir bütün olarak adil olmaktan çıkarmaktadır

244

. Başvurucunun

duruşmada ikrarda bulunması ya da bu ikrarın doğruluğunu ortaya

koymak için hukuka aykırı delillere, görünüşte sınırlı bir şekilde daya-

nılmış olması, hukuka aykırı olarak elde edilen bulguların delil olarak

kabul edilmesinin neden olduğu açık yargılama kusurunu düzelte-

mezler. Başvurucunun temel nitelikteki adil yargılanma hakkının etki-

li bir şekilde korunmasını sağlamanın tek yolu, hukuka aykırı delilleri

dışlamak ve iddia makamının elinde bulunan kirlenmemiş delillere

dayanarak (eğer mümkünse) bir yargılama yürütmektir

245

.

243

Gäfgen v. Almanya, Yargıçlar Rozakis, Tulkens, Jebens, Ziemele, Bianku ve

Power’ın birleşik kısmen muhalif görüşleri, §6.

244

Gäfgen v. Almanya, Yargıçlar Rozakis, Tulkens, Jebens, Ziemele, Bianku ve

Power’ın birleşik kısmen muhalif görüşleri, §7.

245

Gäfgen v. Almanya, Yargıçlar Rozakis, Tulkens, Jebens, Ziemele, Bianku ve