

TBB Dergisi 2014 (111)
Ali Rıza GÜDER
465
ni bir sembol yoluyla herhangi bir din veya inançla tanımlayan dev-
leti resmeder. Çocuğun farklı değerleri öğrenmesi, değer vermesi ve
daha geniş bir çevrenin parçası
olması amaçlanan eğitim ortamı, farklı bir
sembol giyinen öğretmeni karşısında onun
yanlızlaşmasına yol açabilir
.
Eş zamanlı olarak, devletin zorlayıcı ve yönlendirici gücü ise bireye
bir dinin veya inancın
empoze/telkin
edilmesi sonucunu doğurur ki bu
bireyin din ve inanç hürriyetiyle bağdaşmaz.
32
Mahkemenin tespit ettiği üzere, başvuranlar (Lautsi) öğretmen-
lerin görevlerini yerine getirirken haçın varlığına önyargılı/taraflı bir
referansta bulunmalarına tanık olmamış ve dolayısıyla eğitimin pro-
selytist bir eğilimle verilmesine maruz kalmamışlardır. Bir öğretmenin
giyindiği, türban da dahil olmak üzere görünür bir dini veya inanç-
sal sembol, öğrencilerin gözünde bir dine veya inanca mutlak şekilde
taraflı ve sürekli bir referans olmayacak mıdır ? Amerikan Anayasa
Mahkemesi’nin
Lee v. Weisman
davasında tespit ettiği gibi psikolojik
araştırmaların desteklediği ortak varsayıma göre ilk ve orta öğretimde-
ki öğrenciler
akranlarından kaynaklı baskıya ve etkiye
daha açık/yatkın ve
bu baskıdan daha çabuk etkilenir konumdadırlar ve bu etki toplu dua
töreni, okul birlikteliği gibi sosyal adet ve birlikteliklerde daha yoğun
bir şekilde hissedilebilir.
33
Bu öğrencilerin akranlarından kaynaklı etki
dahi davranışlarını şekillendirebilme gücüne sahipken, rol model alıp
kendini onunla tanımladığı ve davranışlarının doğruluğu konusunda
onay merci olarak gördüğü eşit olmayan bir ilişkinin üstü konumun-
daki öğretmeninin dini ve inançsal beyanlarından mutlak şekilde et-
kilenmeyeceğini söylemek mümkünmüdür ?
34
Yukarıda ayrıntılı ola-
rak tartışıldığı gibi
35
AİHM,
henüz eleştirel kapasiteye sahip olmayan
zihinsel düzeydeki kırılgan ve duygusal açıdan her türlü etkiye açık,
gönüllü değil zorunlu oldukları veya hissettikleri bir kamusal ilişkinin
tarafı ilköğretim öğrencilerinin konumunu, önceki cümlede yer alan
yargıyı destekler nitelikte bulmuştur. Ayrıca, türbana ve temsil attiği
dine yönelik bu referansın öğretmen tarafından
önyargılı/bilinçli (kasıt-
lı) bir şekilde verilmesi
, öğrencinin negatif din ve inanç hürriyetine aykı-
32
supra n. 23, 24, 25
33
Lee v. Weisman, supra n. 25; Dahlab v. Switzerland, supra n. 9, p. 13
34
Dahlab v. Switzerland, supra n. 9, p. 10
35
Lautsi v. Italy (Chamber), supra n. 22; Lee v. Weisman, supra n. 25