

TBB Dergisi 2014 (112)
Mahmut ŞEN
165
telafisi güç zarar doğurma ihtimali bulunan her davada mahkemece
yürütmenin durdurulmasına karar verilebilmektedir
22
. Mahkemece
yürütmenin durdurulması kararının verilebilmesi için, idari işlemin
hukuka aykırı olduğunun tespiti veya zararın mutlak surette meyda-
na gelecek olması aranmamakta, hukuka aykırılık veya zarara neden
olma ihtimalinin ciddi görülmesi gerekmektedir.
Yürütmenin durdurulması talebini değerlendirirken Avrupa Ada-
let Divanı, öncelikle idari işlemin hukuka uygun olmadığı yönündeki
argümanları değerlendirmektedir. İşlemin hukuka aykırı olduğu yö-
nünde bir kanaat edinilirse, mahkeme gerekçeli kararında muhtemel
hukuka aykırılık sebeplerini göstermektedir.Türk idari yargı sistemin-
de öngörüldüğü şekilde idari işlemin açıkça hukuka aykırı olduğunun
tespit edilmesi şartı aranmamaktadır. Temel neden olarak, yargısal
süreçlerin tamamlanmadığı aşamalarda hukuka aykırılığın kesin ola-
rak belirlenmesinin mümkün olmaması ve fakat uygulanmasının kişi
hakları açısından zarara neden olması ihtimalidir.
Avrupa Adalet Divanı’nın yürütmenin durdurulması kararı ve-
rebilmek için aradığı diğer kriter ise, işin aciliyeti ve işlemin telafisi
güç zarara neden olma ihtimalidir. Bu kriter açısından mahkemece,
uyuşmazlık konusu işin niteliği ve muhtemel sonuçları değerlendiril-
mektedir. Bir idari işlemin uygulanmasının, kamu yararına, davacının
mevcut durumuna veya menfaatlerine ağır bir şekilde ve hemen zarar
vermesi durumunda aciliyet kriterinin varlığı kabul edilmekte ve bu
durum idari işlemin yürütmesinin durdurulmasını haklı kılmaktadır.
Örneğin, sınır dışı etme veya ikamet izni vermeme gibi uyuşmazlık
türlerinde, idari kararın ilgili şahıs üzerindeki hızlı etkisi dikkate
alındığında, aciliyetin bulunduğundan söz edilebilir. Bu tür davalar-
da, sınır dışı etme eylemi gerçekleştiğinde, telafisi güç zarar doğurma
iddiasının gerçeğe dönüşmesi kuvvetle muhtemel olduğundan, uyuş-
mazlığın esası hakkında verilecek karar ne olursa olsun, mahkemece
henüz deliller toplanıp değerlendirilmemiş olsa bile, tedbir kararı ve-
rilebilmesi gerektiği kabul edilmektedir
23
.
22
Alexander Türk, Judicial Review in EU Law,s.303
23
Barak Medina, Ofer Grosskopf ,Repairing (the Doctrine of) Irreparable Harm:
Economic Analysis of Preliminary Injunctions,s.2,
http://works.bepress.com,
erişim tarihi: 24.03.2014