Background Image
Previous Page  173 / 413 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 173 / 413 Next Page
Page Background

İdare Hukukunda Yürütmenin Durdurulması Kurumunun Evrensel Normlara Uyumu

172

Yürütmenin durdurulması ve mahkemenin yargı yetkisine iliş-

kin kısıtlamaların 1970’li yıllarda başladığını söylemek mümkündür.

Gerçekten, 1961 Anayasası’nın 114. maddesine 1488 sayılı yasayla 1971

yılında getirilen düzenleme ile, “yargı yetkisi, yürütme görevinin ka-

nunla gösterilen şekil ve esaslara uygun olarak yerine getirilmesini sı-

nırlayacak tarzda kullanılamaz, idari eylem ve işlem niteliğinde yargı

kararı verilemez.” ilkesi doğrultusunda Danıştay Kanununda da yü-

rütmenin durdurulmasını belli şartların varlığına bağlayan düzenle-

meler yapılmıştır.

521 sayılı Danıştay Kanunu’na 1740 sayılı Yasayla eklenen Ek I .

maddede, telafisi güç durumların ortaya çıkması veya dilekçede ileri

sürülen hususların dosyanın durumuna göre ciddi ve idari işlemin ipta-

lini haklı gösterecek nitelikte olması halinde yürütmenin durdurulması

kararı verilebileceği belirtilmiştir. Buna göre, yürütmeyi durdurma ka-

rarlarının, telâfisi güç durumların ortaya çıkması veya dilekçede ileri

sürülen hususların dosyanın durumuna göre ciddi ve idari yargı ka-

rarının iptalini haklı gösterecek nitelikte olması şartlarından birisinin

mahkeme tarafından tespiti halinde verilebileceği hükme bağlamıştır.

Yürütmenin durdurulması kararının belli şartların varlığına bağ-

lanarak, mahkemenin bu yöndeki yetkisinin kısıtlanmasına neden

olarak Danıştay’ın, yürütmeyi durdurma kararlarında yeterince titiz

davranmaması, içtihadında bir düzen kuramaması, siyasal iktidarla-

rın, Danıştay’ın aldığı yürütmeyi durdurma kararlarından gocunma-

ları gösterilmektedir

31

. Gerçekten, 1982 Anayasa’sı ve 2577 sayılı İdari

Yargılama Usulü Kanunu yürürlüğe girmeden önceki dönemde yar-

gı denetimi yapılırken İdari Yargının üstlenmiş olduğu rol ve aldığı

pozisyonun yasama ve yürütme organında bazı rahatsızlıklara neden

olduğu görülmektedir. Milli Güvenlik Konseyi tarafından, İdari Yar-

gılama Usulü Kanun tasarısı görüşülürken yapılan tartışmalara da bu

rahatsızlık yansımıştır. Özellikle Kanun Tasarısı’nın 27. maddesinin

görüşmeleri sırasında serdedilen ‘bir davada esas olanın idari istikrar,

devamlılık ve idarenin etkinliği olduğu, mahkemece yürütmenin dur-

durulması kararı verilmesinden sonra esastan verilecek kararın bekle-

tilmesi ihtimalinin devleti zaafa uğratacağı, bu nedenle mahkemelerin

31

Şeref Gözübüyük,Turgut Tan, İdari Yargılama Usulü Kanunu, 2008,s.1079