Background Image
Previous Page  265 / 413 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 265 / 413 Next Page
Page Background

Anayasa Mahkemesinin Eylemli İçtüzük Kuralına İlişkin İçtihat Değişikliğinin Gerekçesi Üzerine

264

kımından olmak üzere gruplara da ayırmamıştı. Bu nedenle de AYM,

bu dönemde normları önce biçim açısından ele almakta ve burada

bir aykırılık görmemesi durumunda esas denetimine geçmekteydi.

10

AYM, şekil yönünden iptale karar verdiğinde ayrıca esasa ilişkin dene-

tim yapmamaktaydı.

11

Çünkü yöntemine uyulmadan çıkarılmış olan

bir kanun, esas bakımından Anayasa›ya uygun olsa bile, yapılış yönte-

mi bakımından hukuka aykırı olmaya devam edecekti.

Görüldüğü gibi 1961 Anayasası hem başvuru süresini uzun ve

başvurulacak kurum ve kişi sayısını geniş tutmuş, hem de şekil-esas

ayrımı yapmamıştır. AYM, Anayasa’nın bu konuda sessiz kalışını ge-

liştirdiği bir yorumla doldurmuş ve her iptal davasında esasa ilişkin

inceleme yapmadan önce şekle ilişkin bir inceleme yapmıştır. Bu da

kapsamlı bir şekil denetimi yapılmasını sağlamıştır. Bu dönemde iç-

tüzüğe ya da anayasaya aykırı uygulamaların ve bu uygulamalara

dayalı olarak çıkarılan kanunların iptal edilmesinde hiçbir sorun ya-

şanmamıştır. Ancak Mahkeme’nin içtüzüğe aykırı her uygulamayı bir

iptal nedeni kabul ettiği sanılmasın. AYM bu dönemde şekil bakımın-

dan yaptığı denetimde şöyle bir mantık yürütmüştür: Bütün içtüzük

kuralları aynı değerde değildir. Kaynağını anayasadan alan içtüzük

kuralları ile anayasal dayanağı bulunmayan içtüzük kuralları arasın-

da ayrım yapılmalıdır. Anayasal dayanağı olmayan, ancak içtüzük ku-

rallarına aykırı olarak yapılan uygulamalar iptal nedeni sayılmazlar.

Çünkü bunları iptal nedeni saymak, yasama meclislerinin işleyişinde

şekil kurallarına gereğinden fazla itibar etmek ve yasamameclislerinin

çalışmalarını aksatmak anlamına gelir. Dolayısıyla sadece bir içtüzük

kuralına aykırı olan bir uygulamanın ve bu uygulamaya dayanarak

çıkarılan yasanın iptal edilmemesi gerekir. Ancak anayasada daya-

nağı olan içtüzük kuralları bakımından aynı şey söylenemez. Çünkü

bu durumda anayasaya aykırı bir kurala dayalı olarak yasa çıkarılmış

olur ki anayasaya aykırı bir usulle yapılan yasanın da iptal edilmesi

gerekir. AYM bu durumu bir kararında şöyle ifade etmektedir:

yapmadan önce şekil denetimi yapmaları gerekiyordu. Bu durumda şekilde

bir anayasaya aykırılık saptanması halinde, davaya bakmakta olan mahkeme,

anayasaya aykırı bir usulle yapılan kanun hükmünü davada uygulamayabilirdi.

Böyle bir örnek 1961 Anayasası döneminde hiç yaşanmadığından üzerinde ayrıca

durulmamıştır. (Ayrıntı için bkz: Teziç, 1984, s. 56-59.)

10

Sabuncu, 2005, s. 280

11

Teziç, 2001, s. 179-180