Background Image
Previous Page  270 / 413 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 270 / 413 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2014 (112)

Fahri BAKIRCI

269

Dolayısıyla iktidar ve ana muhalefet partileri meclis gruplarının

şekil bozukluğuna dayalı iptal davası açamayacaklarını kabul etmek

gerekir.

2) Başvuru süresi açısından,

Esasa dayalı iptal davası açma süresi, Anayasanın 151. maddesine

göre, yayımlanma tarihinden itibaren 60 gün iken 148. maddeye göre

şekil bozukluğuna dayalı iptal davası yayımlanma tarihinden itiba-

ren 10 gündür. Dolayısıyla şekil bozukluğuna dayalı iptal davalarının

önemli bir zaman kısıtı altında olduğunu söylemek gerekir.

3) İçerik açısından,

Anayasanın 148. maddesi şekil bakımından denetimi, kanunlarda

son oylamanın öngörülen çoğunlukla yapılıp yapılmadığı ve Anayasa

değişikliklerinde teklif ve oylama çoğunluğu ile ivedilikle görüşüle-

meme şartlarının yerine getirilmesiyle sınırlamıştır. Bu durumda ka-

nunların yapılması sırasında, maddelerin oylanması dahil olmak üze-

re yöntem kurallarına uymama, kanunların şekil bakımından bozma

nedeni olmayacaktır.

1982 Anayasası’nda şekil denetimine getirilen bu sınırlamalar

maddenin gerekçesinde de desteklenmiş ve Anayasa koyucunun,

AYM’ye kapsamlı bir şekil denetimi yapma yetkisi vermek istemedi-

ği Danışma Meclisi gerekçesinde açıkça ortaya konmuştur. Danışma

rının şekil yönünden iptal davası açamamalarını anlamsız bulmakta ve bu farkın

bir anayasa değişikliği ile kaldırılması gerektiğini ileri sürmektedir (İba, 2006, s.

192). Diğer taraftan 148. madde ile 150. madde arasında şekil bakımından denetim

isteminde bulunabilecekler arasında fark bulunduğuna dikkat edilmelidir.

Nitekim AYM de E. 1985/8, 1986/27 numaralı kararında ‹›Bu anlatım biçimi,

148 ve 150. maddelerin biribirleriyle çeliştiği izlenimi vermeye elverişlidir››

diyerek soruna işaret etmiştir (Bakırcı, 2011, s. 1253). AYMmaddenin gerekçesi ile

Anayasanın 148, 149, 150 ve 2949 sayılı Kanunun 21 ve 22. maddelerinin birlikte

değerlendirilmesiyle sorunu aşmaya çalışmıştır. Buna rağmen ortada bir yazım

yanlışlığı olduğu da kabul edilmelidir. Soysal bu yazım yanlışlığının görüşmeler

sırasında önce şekil bakımından Fransa›dakine benzeyen bir öndenetimgetirilmek

istenmesi ve sonra bu istekten vazgeçilmesinden kaynaklandığını belirtmektedir.

Değişiklik sırasında, maddeler arasında çelişkili bir durumçıkmıştır. Soysal çözüm

olarak AYM ile aynı sonuca ulaşan bir yöntem önermektedir: 148. madde özel

hüküm olduğundan şekil bakımından denetimde bu madde, bütün yanlışlığına

rağmen uygulanmalıdır. (Soysal, 1986, s. 368-369)