

TBB Dergisi 2014 (112)
Faruk TURİNAY
33
muriyet, aşiret ve yabancı ırk ve millet isimleri ile umumi edeplere
uygun olmayan veya iğrenç ve gülünç olan sözcükler soyadı olarak
kullanılamaz.
II. TÜRK ANAYASA MAHKEMESİ’NİN BİR KARARININ
DEĞERLENDİRİLMESİ
Soyadı olarak kullanılabilecek kelimelere sınırlama getiren Soyadı
Kanunu’nun 3. maddesinde sayılan yasaklardan biri olan yabancı ırk
ve millet isimlerinin kullanılması Türk Anayasa Mahkemesi’nin yakın
tarihli bir kararına
12
konu olmuştur
13
. Sadece bu karardan hareketle
değil, fakat uygulamanın genelinde Türkçe kökenli olmayan isim ve
soyadının nüfusa tesciline müspet bakılmadığı söylenebilir
14
.
A. DAVANIN İÇERİĞİ
15
Favlus Ay
isimli Süryani kökenli Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı, ad
ve soyadını
Paulus Bartuma
olarak değiştirmek için davalı nüfus daire-
12
Anayasa Mahkemesi Kararlar Dergisi
, Sayı: 48, 2. Cilt, 2011, ss.891- 908; Esas sa-
yısı: 2009/47, Karar sayısı: 2011/51, Karar günü: 17.03.2011, R.G. Tarih-Sayı:
12.07.2011-27992
13
“Yabancı ırk ve isimleri” tabiri, yüksek mahkemenin bir başka kararında, davalı-
nın savunması içinde kendine yer bulmuştur. Söz konusu karar Demokratik Kitle
Partisi’nin kapatılmasına ilişkin bir parti kapatma davasını sonuca bağlamıştır.
Davalı parti, Soyadı Kanunu’na paralel surette Soyadı Nizamnamesi’nin 7. mad-
desinde “yabancı ırk ve millet isimleri” teriminin belirtilmesini vatandaşlığa da-
yalı milliyetçilik anlayışının karşısında yer alan ırk esaslı milliyetçilik anlayışının
bir yansıması olarak değerlendirmiştir. Esas sayısı: 1997/2, Karar sayısı: 1999/1,
Karar günü: 26.02.1999, R.G. Tarih-Sayı: 22.11.2001-24591,
Anayasa Mahkemesi Ka-
rarlar Dergisi
, Sayı: 37, 2. Cilt, 2002, ss.719-921, s.788
14
Nuray Ekşi, Vatandaşlık Hukukumuzda Türkçe Olmayan Ad ve Soyadı Mesele-
si, İstanbul, Beta Yayınları, 2008, s.V
15
Davanın içeriğiyle ilgili olarak incelenmekte olan karar vesilesiyle bir genelleme
yapılarak Anayasa Mahkemesi kararlarının sistematiği ve muhtevasına bir eleştiri
getirilebilir. Davanın tarafları, konusu ve niteliklerinin, en azından belirli kapsam-
da, kararın ilk bölümünde yer alması gerekirken; bu bilgilere çoğu zaman yete-
rince ulaşılamamakta ya da iyi bir ihtimalle hüküm kısmında veya karşı oy yazı-
larının bulunduğu bölümde bazı bilgilere ulaşmak mümkün olabilmektedir. Bu
sorun kararların tüm yönleriyle kavranması bakımından büyük bir engel olarak
görünmektedir. Nitekim bu kararda da davacının ismine, etnik kökenine, davanın
konusuna Haşim Kılıç ile Engin Yıldırım’ın birlikte kaleme almış oldukları karşı
oy yazısında rastlanmaktadır. Mahkeme kararlarının erişilebilir olmasının yanı
sıra sistematik ve davanın unsurlarını içermesinin hukuk devleti ilkesi açısından
önemini vurgulamakta fayda mülahaza ediyoruz.