

TBB Dergisi 2014 (112)
Faruk TURİNAY
37
Midyat Asliye Hukuk Mahkemesi, açık bir şekilde belirtmese de,
Soyadı Kanunu’ndaki düzenlemenin “çağımızın ihtiyaçlarının dışın-
da insan hakları ve demokratik toplum yapısı gereklerinin gerisinde”
kaldığı kanaatinde görünmektedir. Bu durum, iptali istenen hükmü
kanun koyucu tarafından değiştirilmiş bir başka hükümle benzeştir-
mesinden anlaşılmaktadır. Mahkemenin bahsettiği düzenleme Nüfus
Kanunu’nun 16. maddesinin 4. fıkrasındaki “Çocuğun adını ana ve
babası kor. Ancak
milli kültürümüze
, ahlak kurallarına
örf ve adetlerimi-
ze uygun düşmeyen
veya kamu oyunu inciten adlar konulmaz, doğan
çocuk babasının, evlenme dışında doğmuş ise anasının soyadını alır.”
hükmüdür. Mahkemeye göre, kanun koyucu italikle vurgusu yapılan
kısımları yukarıda belirtilen ölçütlere (çağın ihtiyaçlarına uygunluk
vd.) uygun düşmediği için 15/07/2003 tarihli ve 4928 sayılı Yasanın 5.
maddesi ile Nüfus Kanunu’nun 16. maddesini, “Çocuğun adını ana ve
babası kor. Ancak ahlak kurallarına uygun düşmeyen veya kamuo-
yunu inciten adlar konulmaz, doğan çocuk babasının, evlilik dışında
doğmuş ise anasının soyadını alır.” şeklinde değiştirmiştir. Böylece
milli kültür ile örf ve âdetin sınırları dışında kalan, Türkçe kökenli
olmayan isimlerin kullanılmasının yolunu açmıştır. Benzeri bir deği-
şiklik Soyadı Kanunu bakımından da elzemdir. Bu değişiklik kanun
koyucu tarafından yahut yüksek mahkemenin vereceği bir iptal kara-
rıyla gerçekleştirilebilir
25
.
Türkiye’nin tarihinde çeşitli ırk ve dillerden insanların bir arada
yaşamış olmaları, mahkemenin kendisinden yola çıktığı olgulardan
biridir. Diğer yandan temel hak ve özgürlükler, “demokratik ve çağdaş
toplumların vazgeçilmez unsurlarında biri” niteliğiyle bir başka ha-
reket noktasıdır. Mahkeme bu hak ve özgürlüklerin başında gördüğü
insanın maddi ve manevi varlığını geliştirme hakkını soyadı seçme
hakkıyla ilişkilendirmektedir. Buna göre, “Toplumların kendi örf ve
adetlerini yaşamları ve kültürlerini geliştirmelerine imkân sağlamak,
Devlet’in asli görevleri arasında yer almaktadır. Bu kapsamda da gü-
nümüzde insanların diledikleri soy isimleri, kamu düzenine, genel
ahlaka ve Türk gramatikal yapısına uygun olmak kaydıyla kullana-
25
Ibid., s.894