Background Image
Previous Page  41 / 413 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 41 / 413 Next Page
Page Background

Yabancı Irk ve Millet İsimlerinin Soyadı Olarak Kullanılması Yasağı ve Bir Anayasa...

40

1. ÇOĞUNLUK GÖRÜŞÜ

Öncelikle belirtmek gerekir ki, yüksek mahkeme “yabancı ırk ve

millet isimleri” kullanılması yasağını Türkçe kökenli olma zorunlu-

luğu şeklinde yorumlamamakta; münhasıran dile özgü tartışmalar-

dan bağımsız bir terim olarak ele almaktadır. Nitekim kararda, Soyadı

Kanunu’na istinaden çıkarılan Soyadı Nizamnamesine atfen, “yeni

alınacak soyadlarının yabancı ırk ve millet ismi olmaması ve aynı za-

manda Türk dilinden alınması”

35

ifadelerini kullanmak suretiyle, so-

yadının Türkçe kökenli olmasını “yabancı ırk ve millet isimleri” kul-

lanılmamasından ayrı bir şart olarak telakki etmektedir. Yukarıda da

temas edildiği üzere Soyadı Nizamnamesi, iki şartı ayrı maddelerde

düzenlediği gibi; Anayasa Mahkemesi de bunları farklı konumlarda

görmektedir.

Mahkeme, gâi ve tarihi yorum yöntemlerini kullanarak, iptali is-

tenen hükümle ilgili Türkiye Büyük Millet Meclisi ihtisas komisyo-

nu ve genel kurul tutanaklarının içeriğinden hareketle, “vatandaşlar

arasında milli birlik ve bütünlüğün sağlanmasının amaçlandığı”nı

36

savunmaktadır.

Yukarıda yer verilen, yerel mahkemenin eşitlik ilkesi bağlamında

atıfta bulunduğu Anayasa Mahkemesi kararındaki ifadelerin hemen

hemen aynısına burada rastlanmaktadır: “Anayasa’nın 10. maddesin-

de yer verilen eşitlik ilkesi hukuksal durumları aynı olanlar için söz

konusudur. Bu ilke ile eylemli değil, hukuksal eşitlik öngörülmüştür.

Eşitlik ilkesinin amacı, aynı durumda bulunan kişilerin yasalar kar-

şısında aynı işleme bağlı tutulmalarını sağlamak, ayrım yapılmasını

ve ayrıcalık tanınmasını önlemektir.”

37

Mahkemeye göre, bu ilke, aynı

durumda bulunan kimi kişi ve topluluklara ayrı kurallar uygulanarak

yasa karşısında eşitlik ilkesinin ihlalini men etmektedir. Bu noktadan

sonra, mahkemenin vardığı sonuca giden yolu aydınlatacak bir ifadey-

le karşılaşılmaktadır: “Yasa önünde eşitlik, herkesin her yönden aynı

kurallara bağlı tutulacağı anlamına gelmez. Durumlarındaki özellik-

ler, kimi kişiler ya da topluluklar için değişik kuralları ve uygulamala-

35

Ibid., s.896

36

Ibid.

37

Ibid., s.896-897