

TBB Dergisi 2014 (113)
Özgür KÜÇÜKTAŞDEMİR
75
Amerika’da ise Bentham’ın etkisiyle Faydacı Hukuk Okulunun bakış
açısı egemendir.
Böylelikle Klasik Ceza Hukuku Okulunu, tabii hukukçular, fay-
dacılar ve bağdaştırıcılar olmak üzere üçe ayırabiliriz. Doğal hukuk-
çularsa kendi içlerinde sözleşmeciler ve idealistler (adaletçiler) olarak
ikiye ayrılmaktadır. Günümüzde İngiltere’de faydacı felsefe hakim gö-
rüşken, bağdaştırıcılarla birlikte Kıta Avrupa’sında, Alman idealizmi-
nin öne alındığı karma bir hukuk anlayışı gelişmiştir.
Ceza hukukunu, teorik, sistematik ve teknik bir şekilde incelemiş
olan ve bu nedenle Klasik Ceza Hukuku Okulunun bilimsel anlam-
da bir “okul” olarak anılmasına neden olan kişinin ise Carrara
(1805-
1888)
olduğu söylenebilir.
82
Carrara, Klasik Okulunu kurarken, eklektik
bir yöntem izlemiş, hem toplumsal faydayı, hem de mutlak adalet (ke-
faret) düşüncelerini esas almış, böylelikle toplumsal gereklilik ve ada-
let düşüncelerini bağdaştırmıştır.
83
Bağdaştırmacılarla beraber, ceza
sorumluluğunun esası, cezaların ölçüsü ve infazı, tekerrür, teşebbüs,
hangi fillerin suç olması gerektiği, ceza verme hakkının dayanağı gibi
konularda fikir birliği sağlanmış ve modern ceza hukukunun teorik
çerçevesi oluşmuştur.
84
Ama bağdaştırmacı yazarlardan hiçbiri, “okul”
sıfatını kullanmamış, “Klasik Ceza Hukuku Okulu” adı, bu dönemin
eleştirisini yapan Pozitivist Ceza Hukuku Okulunun düşünürleri tara-
fından koyulmuştur.
Klasik Ceza Hukuku Okulunun, Pozitivist Ceza Hukuku Okulu
tarafından, “klasik” kelimesiyle nitelendirilerek adlandırılmasının
nedeninin, 18. ve 19. yüzyılda Avrupa’da egemen olan, “Yeni-Klasik-
çilik” adlı sanatsal ve entelektüel akımda aranmasını gerektiğini dü-
şünüyoruz. Yeni-Klasikçilik akımı, Aydınlanma felsefesi ve Fransız
Devrimiyle çok yakın bağlantısı olan, sanatta geçmişte kalan üslupları
(özellikle de hümanizm ve Rönesans ile ortaya çıkan, eski Yunan ve
Roma’ya hayranlığın bir ifadesi olan klasikçilik akımını) canlandıra-
82
Hafızoğulları/Özen
,
s.126. Tahir Taner, Rossi’nin 1829 tarihli Ceza Hukuku (Trai-
te de droit penal) adlı eseriyle Klasik Ceza Hukuku Okulunun ilk kurucusu oldu-
ğunu söylemektedir. (Taner, s.32)
83
Demirbaş, s.77
84
Dönmezer/Erman, s.61