Background Image
Previous Page  188 / 497 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 188 / 497 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2014 (114)

Kürşat GÖKTÜRK

187

kaca bir sorumluluğu bulunmamaktadır. Türk Ticaret Kanunu’nun me-

hazı olan İsviçre Borçlar Kanunu’nda, görevin ifasının bir organa devri

halinde, devralanın verdiği zararlardan ötürü, onun seçiminde, ona

talimat verilmesinde ve ona nezaret edilmesinde hal ve şartlara göre

gerekli özenin gösterildiğinin ispatlanamaması halinde, devredenin de

sorumluluğu esasına yer verilmiştir (Art. 754 II OR). Mehaz kanunun so-

rumluluk sistemi ile mukayese edildiğinde, Türk hukuku seçme, neza-

ret ve talimat sorumluluklarından, sadece seçme sorumluluğunu kabul

etmiştir. Bu durumda yetki devri halinde, devralanın sahasında ihtisas

yapmış olması, uzun yıllara dayalı aynı sektörün farkı kesimlerinde

tecrübesinin bulunması, bu dönemde başarısını tevsik eden ödüller al-

mış olması, sabıka kaydının bulunmaması gibi hususları göz önünde

bulundurarak seçim yapmışsa, o kimseye nezaret etmemesinden ya da

icabında gerekli talimatları vermemesinden ötürü yetki devredenin bir

sorumluluğunun bulunmadığını kabul etmek gerekmektedir.

Kanuni düzenleme çerçevesinde görevi ifa eden yönetim kurulu

üyelerinin, görevin devri halinde sorumluluğu bir başka şahıs ya da şa-

hısların davranışından kaynaklanmaktadır. Bu şahısların davranışla-

rından dolayı kusursuz bir sorumluluk değil, makul ölçüler içerisinde,

kusura dayalı, katlanılabilir bir sorumluluk anlayışının kabulü isabet-

li bir çözüm yoludur.

33

Söz konusu çözüm ise, ilgili şahsın yaptıkların-

dan ötürü doğrudan sorumluluğu değil, bu şahısların faaliyetlerinin

gözetiminden kaynaklanan özen yükümü ihlalinin sorumluluğa tabi

olmasını gerektirmektedir. Ancak Türk Ticaret Kanunu’nun mevcut

düzenlemesi lafzı dikkate alındığında, özellikle yetki ve sorumluluk

makamı olan yönetim kurulu (bkz. TTK m. 375), yetki devri halinde

bir “

sorumsuzluk makamına

” dönüşmektedir. Bu bakımdan söz konusu

düzenleme, ölçülülüğü yönünden eleştiriye açıktır. Öyle ki, artık yö-

netim kurulunun –sorumluluk hukuku bakımından temel önemi haiz

olan, şirket işletmesi faaliyetleri itibariyle- makam olarak gerekliliği

dahi sorgulanabilir haldedir.

34

Yönetim kurulu sadece ilgili kişilerin

seçiminden dolayı sorumlu ise, bu seçimi genel kurulun yapması ile

yönetim kurulunun yapması arasında fark bulunmamaktadır.

35

33

Bkz. Kırca, s. 615

34

Hasan Pulaşlı, Şirketler Hukuku Şerhi, C. II, Ankara, 2011, § 58 kn. 18

35

Nitekim yönetim kurulu üyeliği şahsa bağlı (ad personam) bir görevdir ve üyeler,

kendilerine duyulan güvenin bir tezahürü olarak üyeler bu göreve getirilmişlerdir.

Yetki devri suretiyle, yönetim kurulu üyelerinin sorumsuz hale geldiğinin kabulü,

yönetim kurulu üyeliğinin bu özellikleri ile de bağdaşmaz. Bkz. Horber, s. 110