Background Image
Previous Page  19 / 497 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 19 / 497 Next Page
Page Background

İşyerinin Devrinde Türk Ticaret Kanunu ile İş Kanunu Hükümlerinin İş İlişkilerine Etkisi

18

malvarlığını bir

bütün halinde devralır…”

hükmü ile TTK. m. 153,

“… Tes-

cil anında, devrolunan şirketin bütün aktif ve pasifi kendiliğinden devralan

şirkete geçer”

hükümleri külli halefiyet ilkesinin göstergesidir.

17

2.1.1. Devralma Şeklinde Birleşme

Devralma şeklinde birleşmede, bir ya da birden fazla ticaret şirke-

tinin veya bir ticari işletmenin diğer bir ticaret şirketine tüm malvarlı-

ğı ile katılması veya onlar tarafından devralınmasıdır. Burada bir katı-

lan (devrolunan/devralınan) şirket veya ticari işletme, bir de katılınan

(devralan) şirket vardır.

18

Yani ortada, birleşmek isteyen en az iki şirket

vardır ve bunlardan biri bünyesinde birleşme gerçekleşmekte diğer

bir ifadeyle, birleşme ile devralan ortaklık, devrolunan ortaklığın veya

ticari işletmenin malvarlığını bir bütün halinde kazanmaktadır.

19

Ör-

nek vermek gerekirse, devralma şeklinde birleşmede, A, B ve C isimli

üç ortaklık, devralan A’nın çatısı altında birleşmekte; yani B ve C, A’ya

devrolunmaktadır.

20

Bir şirketin diğerine katılması durumunda, dev-

ralan şirket tüzel kişiliğini korumakta, devrolunan şirket ise, birleşme

işlemlerinin gerçekleşmesiyle tüzel kişiliğini kaybetmektedir. Birleş-

me ile devrolunan şirket sona ermekte ve ticaret sicilinden silinmekte-

dir. Devrolunan ticari işletmenin ise tüzel kişiliği olmadığından, sona

ermesi de söz konusu olmamakta, sadece ticari işletme tüm aktif ve

pasifiyle birlikte ticaret şirketi tarafından devralınmaktadır.

21

Böylece

devralma şeklinde birleşmede, bünyesinde birleşmenin gerçekleştiği

şirkette çalışan işçiler açısından işveren sıfatında bir değişiklik olma-

makta; ancak katılan (devrolunan/devralınan) şirket işyerinde çalışan

17

Her ne kadar Türk Ticaret Kanununun birleşme ile ilgili 136. maddesinin IV. fıkra-

sından külli halefiyet ilkesinin geçerli olduğu anlamı çıksa da bu fıkranın 1. cüm-

lesine “külli halefiyet” kavramının eklenmemesi Moroğlu tarafından eleştirilmiş-

tir (Erdoğan Moroğlu, Türk Ticaret Kanunu Tasarısı, Değerlendirme ve Öneriler,

2. Baskı, İstanbul Barosu Yayınları, İstanbul 2005, s. 62).

18

Pulaşlı, s. 88; ayrıca bkz. Bilgili/Demirkapı, Ticaret Hukuku, s. 186; ayrıca bkz.

Bilgili/Demirkapı, Şirketler, s. 61; Ayşe Pamukçu/Ferah Türkoğlu Utku/Zeynep

Eroğlu, “Yeni Türk Ticaret Kanununun Ticari İşletme Birleşme Bölünme ve Dene-

time İlişkin Düzenlemelerinin Vergi Hukukuna Etkileri”, Ersin Çamoğlu’na Ar-

mağan, Vedat Kitapçılık, İstanbul 2013, s. 753.

19

Pulaşlı, s. 88; ayrıca bkz. Bilgili/Demirkapı, Ticaret Hukuku, s. 186; ayrıca bkz.

Bilgili/Demirkapı, Şirketler, s. 61; Bahtiyar, Ortaklıklar, s. 50; Pamukçu/Türkoğlu

Utku/Eroğlu, s. 753.

20

Bahtiyar, Ortaklıklar, s. 50-51.

21

Pulaşlı, s. 87-88-89.