

TBB Dergisi 2014 (115)
Mehmet ÖNCÜ
33
Öcalan v. Türkiye (no. 2) kararının gerekleri açısından yapılacak
yasal düzenlemelerin, şartla salıvermeden yararlanma imkânı bulun-
mayan durumlar ile şartla salıverme imkânı bulunan ağırlaştırılmış
müebbet ve müebbet hapis cezaları açısından infaz edilmesi gereken
asgarî süreler birlikte dikkate alınarak yapılmasında yarar vardır. Ay-
rıca, cezanın infazı açısından geçmesi gereken asgarî süre geçtikten
sonra yapılan ilk talebin reddi halinde, AİHM kararında da ifade edil-
diği gibi, infazın devamının meşru olup olmadığının düzenli aralık-
larla incelemesine imkân veren bir sistem oluşturulması da gereklidir.
Bu açıdan, örneğin incelemenin iki ya da üç yıllık düzenli aralıklarla
tekrarlanmasına imkân veren bir prosedür veya başvuru yolunun ön-
görülmesi yerinde olur
52
. Ayrıca, iyi halli olan mahkûmlar ile bir ya da
birkaç disiplin cezası alan mahkûmlar arasında da, asgari infaz süre-
leri açısından farklılıklar öngörülebilir.
Müebbet hapis cezası için öngörülmüş yirmi dört yıllık asgari
infaz süresi, [mevcut yasalarda şartla salıvermenin öngörülmediği]
müebbet hapis cezası için yirmi yedi yıl, ağırlaştırılmış müebbet hapis
cezası için otuz yıl olan asgari süre, [kanunda ölünceye kadar infazı
öngörülen] ağırlaştırılmış müebbet hapis için asgari otuz üç yıl olarak
öngörülebilir. Belirtilen asgari süreler, birden çok ağırlaştırılmış mü-
ebbet ve/veya müebbet hapis cezasına mahkûm olanlar için orantılı
olarak artırılabilir. İyi halli olmayan, disiplin cezası almış mahkûmlar
açısından da asgarî infaz süresi, disiplin cezasının sayısı ve/veya
ağırlığı dikkate alınarak, belirtilen sürelerden bir ya da iki yıl son-
rası olarak düzenlenebilir. Bu süreler mevcut kanundaki yirmi dört
yıllık asgari süre dikkate alınarak önerilmiş olup, daha aşağı süreler
de öngörülebilir. Her ne kadar, ilk inceleme için yirmi dört yıllık süre
normal görünse de, otuz yıl ve daha üstü olan süreler bu açıdan nor-
mal görünmemektedir. Bu nedenle, kademeli süreler arasında makul
bir oranın korunması açısından, temel alınacak yirmi dört yıllık süre
daha da aşağı çekilebilir; diğer süreler de aşağı çekilen süre ile orantılı
olarak düzenlenebilir. Belirtilmelidir ki,
Vinter ve Diğerleri v. Birleşik
Krallık
kararındaki yirmi beş yıllık süre örneklendirici nitelikte olsa
52
“Düzenli aralığa ilişkin sürenin” ne kadar olması gerektiği konusunda belirtil-
melidir ki, özellikle Avrupa Konseyi ülkelerindeki uygulamalar dikkate alınarak,
mukayeseli hukuk araştırması yapıp, bu araştırma sonuçlarına uygun bir süre de
öngörülebilir.