

Ceza Muhakemesinde Şüpheli ve Sanığın Fizik Kimlik Tespiti
88
de içermelidir. Ülkemizde halen uygulanan UYAP sistemi nedeniyle
sistemde nüfus kaydı olmayanlar hakkında dava açılması mümkün
bulunmadığından, geçici kimlik bilgilerinin nüfus kayıt sistemine
aktarılması da gereklidir. Hatta ilgiliye geçici bir vatandaşlık numa-
rası verilmesi de gerekebilir. Bununla birlikte, nüfus kaydı oluşturu-
lurken, fizik kimliğin tespitine dayalı oluşturulan kimliğin mahiyeti
konusunda şerh oluşturulmalıdır. Görüşümüzce, fizik kimliğin tespiti
amacıyla oluşturulan bu kimlik bilgileri ceza muhakemesi hukuku-
nun amaçları dışında kullanılamaz. Bu bilgilere dayalı olarak ilgili
aleyhine bir hukuk davası açılması, düşüncemizce doğru olmayacak-
tır. Çünkü, HMK bünyesinde davalıların fizik kimliğinin tespitine im-
kan veren bir düzenleme yoktur ve bu bilgilerin kullanımı, dolaylı da
olsa davalının fizik kimliğinin tespitinin yapılmış olması sonucunu
doğuracaktır. Oysa, hukuk muhakemesinde bu tür kişisel özgürlüğü
sınırlandırıcı işlem yapılmasına olanak bulunmamaktadır. Şüpheli ve
sanığın fizik kimlik tespiti, ceza muhakemesine özgü bir kurum olma
niteliğine sahiptir. Kanaatimizce, bu yolla elde edilen veriler yalnız-
ca ceza muhakemesinde kullanılabilir. Bu kimlik üzerinden şahıslara
vergi cezası kesilmesi bile mümkün olmamalıdır.
IX) KANUN YOLLARI:
Kanun yolu hakim ve mahkeme kararlarına karşı gidilebilen bir
hukuksal yol niteliği taşıdığından savcının şüpheli veya sanığın fizik
kimlik tespitine ilişkin kararına karşı kanun yoluna başvurulma im-
kanı bulunmadığı açıktır. Savcının bu kararına karşı başsavcıya baş-
vurarak kararın değiştirilebilmesi konusunda talepte bulunulması
düşünülebilir ise de, savcının bu konudaki kararının yargısal bir karar
olduğu ve ceza muhakemesi sürecini ilgilendirdiği açıktır. Başsavcıla-
rın savcıları idari açıdan denetleyebilme yetkilerinin bulunmaktadır.
Ancak, savcının yargısal nitelikteki bu işlemine karşı başsavcının bir
karar düzeltme ya da değiştirme yetkisi bulunmadığı kanaatindeyiz.
Savcının fizik kimlik tespiti konusundaki yargısal yetkisine müdahale
için CMK başsavcıya bir görev ve yetki vermemiştir. Böyle bir görev
ve yetkinin verilmesinin doğruluğu da ayrıca tartışmalıdır. Değer-
lendirmemiz göre başsavcının en fazla, savcıdan kararını gözden ge-
çirmesini isteyebilme yetki ve görevinin bulunduğu kabul edilebilir.