Background Image
Previous Page  224 / 449 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 224 / 449 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2016 (116)

Yasin SEZER / Uğur BULUT

223

zenlendiği üzere, hâkimin bedensel zararlar bakımından kararın ke-

sinleşmesinden itibaren iki yıl süreyle tazminat hükmünün değişti-

rilmesi yetkisini saklı tutarak karar vermesi mümkündür. Bu imkân

belirsiz alacak davasıyla bile birleşebilir. Daha açık bir ifadeyle, belir-

siz alacak davası açan davacı yargılamanın ilerleyen aşamalarında ge-

çici talep sonucunu artırarak nihaî talep sonucunu bildirmiş olsa dahi,

hâkimin tazminat hükmünün değiştirilmesi imkânıyla karar vermesi

mümkündür. Bu durumda davacı, hem belirsiz alacak davası hem de

tazminat hükmünün sonradan ortaya çıkan zarara göre artırılabilmesi

imkânlarına sahiptir. Oysa idarî yargıda davacı bu iki imkândan da

yoksun görünmektedir.

Özel hukukta olduğu gibi tedavi sürecinin uzunluğu veya dava-

nın açıldığı sırada henüz ortaya çıkmamış daha ağır sonuçların sonra-

dan ortaya çıkabilmesi gibi çeşitli sebepler, idarî eylemlerden kaynak-

lanan nedenlerle açılan tam yargı davaları bakımından da dilekçede

talep sonucunu tam olarak belirlemeyi güçleştirmektedir. Dahası idarî

yargıda talep sonucunu belirleme, idarî işlemlere karşı iptal davasıyla

birlikte tam yargı davasının açıldığı hâllerde daha da güçleşmektedir

(İYUK m. 12). Zira iptali istenen idarî işlem nedeniyle uğranılan za-

rar, işlem iptal edilene kadar artmaya devam edecek ve bu nedenle

henüz davanın başında toplam zararı kesin olarak belirlemek müm-

kün olmayacaktır. Bu durumda, iptal ve tam yargı davasının birlikte

açılabilmesine imkân sağlayan kanunî düzenlemeye işlerlik kazan-

dırmak için, bu hâlde de tam yargı davasının talep sonucunun dilek-

çede belirlenemez olduğunu kabul etmek gerekir. Aksi hâlde, davacı

ya önce iptal davası açarak sonucuna göre tam yargı davası açmayı

tercih edecek ya da iptal davasıyla birlikte açtığı tam yargı davasın-

da tahmini, tamamen farazî bir talep sonucu belirlemek zorunda ka-

lacaktır. İlk ihtimâlde idarî yargıdaki dava açma sürelerinin kısalığı

nedeniyle sonradan tam yargı davası açmak için sürenin kaçırılması

gündeme gelebilecektir. İkinci ihtimâl ise, yukarıda belirsiz alacak da-

vasının amacı başlığı altında belirtildiği üzere, davacıyı yüksek yar-

gı harcı ya da zararının tam olarak tazmin edilememesi riskiyle karşı

karşıya bırakacaktır. İşte tüm bu olumsuz sonuçları engelleyebilmek

ve tam yargı davasının amaçladığı gibi davacının uğradığı zararları gi-

dermek sonucunu doğurabilmesi için talep sonucunun dilekçede tam

olarak belirlenemeyeceğini kabul etmek ve buna göre, en azından, da-