

TBB Dergisi 2015 (117)
Cansu KOÇ
103
yeti ise yine demokratik irade ve görüş oluşturma sürecinin -kamusal
alanın- varlığına bağlıdır. Kişiler, yasalara onların yapıcıları oldukları
için uymalıdır. Yasalar ancak bu şekilde rasyonel olarak algılanabile-
cek, kişilerin önünde duran bir engelden daha fazlasını ifade edebile-
cektir. Kamusal akıl da böyle bir yöntemle somutlaştırılabilecektir.
43
Habermas, müzakere süreçlerinin meşruiyetini sağlamak üzere
iletişimsel eylemi ve müzakereci demokrasi kuramını öne sürmüştür.
Bu anlayış kamusal alan, demokrasi ve hukuk arasında sıkı bağlar
kurmaktadır. Amaç; hür, eşit, özerk yurttaşların kendilerine ilişkin
konuları kendilerinin düzenlemesidir. Sözü edilen düzenlemeleri yap-
mak için oluşturulacak kamuoyu ve müzakereler ise kamusal alanın
içinden çıkacaktır. Burada asıl olan bireylerin bir özne olarak kamusal
alanda var olması ve birbirleriyle etkileşim içine girmeleri olacaktır.
Buna göre, sözü edilen etkileşim ve müzakere süreci demokratik ol-
dukları iddiasında olan tüm kamusal kurumların meşruiyeti için zo-
runludur. Habermas’ ın savunusu; meşru bir demokrasi için araçsal
eylemin yeterli olmadığına işaret ederek iletişimsel eylemi yani top-
lumsal ve katılımcı olanı temel alır. Herkes kendi yaşam tarzını et-
kileyecek olanı özgürce ve makul bir sistem içinde tartışma olanağı
bulmalı ve buna yönelik kararları yine kendisi almalıdır. Müzakere
süreci ile oluşturulan fikirler ise seçimle parlamentoya yansıtılarak ya
da iktidar eliyle uygulanarak hayata geçirilmiş olur. Habermas meş-
ruiyet krizinin ancak bu şekilde yaşanmayacağını ve mevcut krizin de
böyle aşılabileceğini ortaya koymuştur. Meşruiyet, müzakere süreci-
nin kendisiyle bulunur.
44
Görülüyor ki müzakere süreçleri hiçbir baskıya açık değildir, bu
süreçte yalnızca hür ve eşit yurttaşlar vardır ki onlar böylece etkilen-
memiş iradelerini ortaya koyabilecektir. Kamusal alana devletin dahil
olmayışı da bununla daha net açıklanabilir. Devlet iktidarını kulla-
nanlar, müzakere sürecinin bir aktörü değil ancak o müzakereden çı-
kacak sonuçların uygulayıcısı olmalıdır ki meşru kararlar alabilsin ve
kendisi de meşru bir iktidar olarak kalabilsin.
Son olarak eklemekte yarar vardır ki müzakere sürecini tahayyül
ederken ve meşruiyet krizinden bahsederken kurucu iktidar-tali ikti-
dar ayrımı da göz ardı edilmemelidir. Mevcut devlet iktidarını kulla-
43
Çelebi, a.g.m., sf.273-274.
44
Yükselbaba, a.g.e.,sf,168-176.