

TBB Dergisi 2015 (117)
Hıfzı DEVECİ
79
Anayasa Mahkemesi’nin, “Hükümetçe sevk edilen yasa tasarısında
yer almayan hükümlerin, uzmanlık komisyonlarındaki görüşmeler sı-
rasında tasarı metnine eklenmesi” uygulaması aleyhine açılan bir iptal
davasındaki kararı, bu istikrarlı tutumu geniş biçimde açıklamaktadır.
Söz konusu davada, davacılar tezlerini şöyle savunmaktadırlar:
“Anayasamızın 148. maddesinin gerekçe bölümünün beşinci paragrafın-
da; ‘Son oylama genel kurul tarafından yapılır. Daha önce vücut bulan şekil
bozukluklarını genel kurulun bildiği veya bilmesi gerektiği varsayılır’ den-
mektedir. Bu husus milletvekillerinin iradesinin oluşumunda etken olmayan
usul konularına ilişkindir. Örneğin çalışmalarının saat 19.00’da son bulması
gerekirken saat 19.05’de son bulması ve bu fazla süre içinde yasanın oylanma-
sı milletvekili iradesinin oluşumuna değişik bir anlatımla oylama sonucuna
etkide bulunmayacak bir usulî husustur.
Oysa; TBMM İçtüzüğünün 36. maddesinde
(
37
)
; ‘Komisyonlar, kendilerine
havale edilen kanun tasarı veya tekliflerini aynen veya değiştirerek kabul veya
ret edebilirler... Ancak komisyonlar 99. maddedeki özel durum dışında kanun
teklif edemezler’ hükmüne rağmen…..bir davranış ortaya koyarsa, bu İçtüzüğe,
dolayısıyla Anayasanın 88. maddesine de aykırı düşer. Kaldı ki, bu davranış
bir usul meselesi dışında esas teşkil eden bir aykırılık mahiyetini de kazanır.”
Yüksek Mahkeme, davacıların şekil yönünden aykırılık iddiasını,
esasen “10 günlük sürenin geçmiş olması” nedenine dayalı olarak red-
dederken, ilgili Anayasa maddelerini sıralayarak, konuya ilişkin görü-
şünü bir kez daha vurgulamıştır:
“Kanunların şekil bakımından denetlenmesi, son oylamanın, öngörülen
çoğunlukla yapılıp yapılmadığı; Anayasa değişikliklerinde ise, teklif ve oylama
çoğunluğuna ve ivedilikle görüşülemeyeceği şartına uyulup uyulmadığı hu-
susları ile sınırlıdır….Kanunun yayımlandığı tarihten itibaren on gün geçtik-
ten sonra, şekil bozukluğuna dayalı iptal davası açılamaz; defi yoluyla da ileri
sürülemez.”
(
38
)
6. Şekil Bozukluğuna ilişkin İptal Davası Açabilmek için Ara-
yışlar:
Mahkemenin şekil bozukluğu konusundaki yerleşik kararları yu-
karıda özetlendiği gibidir; bununla birlikte, tartışmalar bitmiş de de-
37
Madde numarası metinde yanlış belirtilmiştir; doğrusu “35’inci madde” olacaktır.
38
Anayasa Mahkemesi Kararı E.1985/11; K.1986/29