Background Image
Previous Page  139 / 421 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 139 / 421 Next Page
Page Background

Türk ve Alman Hukuku’nda Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması

138

rak suçun ispatının ancak delillerin tartışıldığı kolektif bir muhakeme

ile mümkün olması nedeniyle, suç şüphesine rağmen şüpheliye bir ta-

kım mükellefiyetler yüklenmesi veya talimatlar verilmesi durumun-

da İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesinin 6/2. maddesinde düzenlenen

suçsuzluk karinesinin ihlal edeceği kaygısı dile getirilmektedir.

41

Aksi

yöndeki çoğunluk görüşüne göre ise, suç sorunu askıda kaldığından,

mükellefiyet ve talimatlar yerine getirilse bile suçsuzluk karinesinin

ihlal edilmeyeceği düşünülmektedir.

StGB m.59 (hükmün açıklanmasının geri bırakılması) ise buna

karşılık, hukuk devleti ilkesine uygun bir muhakeme usulünü

(recht-

staatliches Verfahren)

garanti altına almaktadır.

42

Bu nedenle, hürriye-

ti bağlayıcı cezalar ile büyük bir çoğunluğunu adli para cezalarının

teşkil ettiği Alman Ceza Hukuku müeyyide sisteminde kriminolojik

açıdan iyi bir diversiyon (yargı dışına yönlendirme) düşüncesine da-

yanan, istisnai nitelikteki hükmün açıklanmasının geri bırakılması

kurumuna uygulamada daha fazla yer verilmesi gerektiği belirtil-

mektedir.

43

Türk Hukuk sistemine dönecek olursak; CMK’da düzenlenen

kamu davasının açılmasının ertelenmesi kurumu (m.171), soruşturul-

ması ve kovuşturulması şikâyete bağlı olup, üst sınırı bir yıl veya daha

az süreli hapis cezasını gerektiren suçlar yönünden uygulanabilir ol-

ması ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumundan farklı

olarak, kamu yararı bulunması koşulu aranması nedeniyle, sınırlı bir

uygulama alanı bulmaktadır

44

.

Buna karşılık hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu,

hukukumuzda yeni olmakla birlikte, (Alman Ceza Hukuk sistemin-

41

Diakonis, s.48.

42

Abschlussbericht, s.43.

43

Abschlussbericht, s.44; ARENDT, s.24.

44

2006 yılı değişikliği ile “ kamu davasının açılmasının ertelenmesinin, şüpheli ve

toplum açısından kamu davası açılmasından daha yararlı olması” olması koşulu

ilk kez CMK’ya dahil olmuştur. Bkz. Nurullah Kunter/Feridun Yenisey/Ayşe

Nuhoğlu, Muhakeme Hukuku Dalı Olarak Ceza Muhakemesi Hukuku, İstanbul,

2010, s.101. Cumhuriyet Savcısı bu takdir yetkisini kendiliğinden kullanabilmekle

beraber, uygulamada çoğunlukla kamu davası açılması yoluna gidilmektedir.

StPO’da ise kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı kural olarak sanığın

yanında mahkemenin de rızası ile olmaktadır. (StPO m.153a).