Background Image
Previous Page  142 / 421 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 142 / 421 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2015 (118)

Ali Tanju SARIGÜL

141

TMK’nın m.13’deki hükmün açıklanmasının geri bırakılması,

seçenek yaptırımlara çevirme ve erteleme yönünden olan istisna da

02/07/2012 tarihinde 6352 sayılı Kanun değişikliği ile mülga olmuştur.

Dolayısıyla, TMK kapsamına giren suçlar hakkında hükmün açıklan-

masının geri bırakılması kararı verilmesi mümkün hale gelmiştir.

5941 sayılı Çek Kanunu’nun (ÇK) 5. maddesinin 11. fıkrasındaki

düzenlemede de karşılıksız çek keşide etmek suçundan hükmün açık-

lanmasının geri bırakılmasına karar verilemeyeceğine ilişkin istisna

mevcuttu. 31.01.2012 tarihli ve 6273 sayılı Kanun’un 3. maddesiyle bu

istisna yürürlükten kalkmış, ancak karşılıksız çek keşide etmek fiili

artık adli para veya hapis cezasını gerektiren bir suç olarak tanımlan-

madığından, CMK m.231’nin uygulanabilirliğinin tartışılmasının da

bir anlamı kalmamıştır.

50

TCK’nın 191. maddesinde düzenlenen uyuşturucu veya uyarıcı

madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak suçları da, hük-

mün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun uygulanması yö-

nünden özellik arz etmektedir. TCK’nın 191/2. maddesine göre; kul-

lanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alan, kabul eden

veya bulunduran kişi hakkında hüküm vermeden önce, kullanan kişi

hakkında tedaviye ve denetimli serbestlik tedbirine; kullanmamakla

birlikte, kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alan, ka-

bul eden veya bulunduran kişi hakkında sadece denetimli serbestlik

tedbirine karar verebilir. 191/6. fıkraya göre ise, mahkemenin cezaya

hükmedildikten sonra da tedaviye ve denetimli serbestlik tedbirine

karar vermesi mümkündür. Bu durumda, hükmolunan cezanın infazı

ertelenmektedir.

50

Mülga 3167 sayılı Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korun-

ması Hakkında Kanun’da hükmün açıklanmasının geri bırakılması konusunda

herhangi bir hüküm bulunmamaktaydı. Ancak Yargıtay, mülga Kanun dönemin-

de, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararında ek yükümlülükler (dene-

timli serbestlik gibi) nedeniyle 3167 sayılı Kanun’un 16. maddedeki hükümlerin

sanığın lehine olduğu belirtilerek, hükmün açıklanmasının geri bırakılması hü-

kümlerinin uygulanmayacağına karar vermişti. Ancak hükmün açıklanmasının

geri bırakılması hükümlerinin genel ilke olarak uygulanamayacağının kabul edil-

mesinin yanlış sonuçlara götürebileceği, olayın özelliğine göre mahkemece de-

ğerlendirilmesi gerektiği yönünde görüşler ve uygulamada tereddütler mevcuttu.

Bkz. Artuç, s.21, Enver Kumbasar, Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması, An-

kara, 2012, s.142; Baştürk, s.279.