

TBB Dergisi 2015 (118)
Ali Tanju SARIGÜL
151
Ancak Yargıtay kararları incelendiğinde;
‘‘sanığın kişilik özellikleri”
kavramının içeriğinin yeteri kadar açıklığa kavuşturulmadığını, bile-
şenlerinin vurgulanmadığını, ilk derece mahkemelerince de genellikle
adli sicil kaydı dışında, kişilik özelliklerinin tespitine yönelik bir araş-
tırma yapılmadığını ve temyiz merci tarafından bunun bir eksiklik
(noksan soruşturma) olarak görülmediğini söylememiz sanırım yanlış
olmayacaktır. Genellikle
‘‘sanığın kişilik özellikleri”
ve
‘‘ duruşmadaki tu-
tum ve davranışları”
kavramları birlikte kullanılmak suretiyle, bu iki
ölçütün göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği husu-
sunda kanaate varılması gerektiğine vurgu yapıldığı görülmektedir.
84
Yargıtay Ceza Genel Kurulu Kararlarında; 647 sayılı Cezaların
İnfazı Hakkında Kanunu’nun (CİK) 4 ve 6. maddeleri ile kıyaslama
yapılırken, CMK’nın 231. maddesindeki ölçütlerin daha geniş olup,
hâkime daha geniş bir takdir yetkisi tanıdığının belirtilmesi, mah-
keme tarafından kişilik özelliklerinin içeriğini kapsamlı bir şekilde
doldurabileceğini,
85
duruşmada gözlenen tutum ve davranışla sınırlı
bir değerlendirme yapılmaması gerektiğini göstermektedir.
86
Diğer
84
Kumbasar, sanığın açık kimliği saptandıktan sonra kişisel ve ekonomik durumu
hakkında kendisinden bilgi alındığını, duruşma hazırlığı aşamasında kolluk ma-
rifetiyle sanığın ekonomik ve sosyal durumunun tespit edilebileceğini, çoğunluk-
la da uygulamada bu şekilde yapıldığını belirtmektedir (Kumbasar, s.160). Ne
yazık ki uygulamanın çoğunlukla bu şekilde olduğu görüşüne katılamıyoruz.
Ayrıca kolluk tarafından yapılacak araştırmanın yeterli olmayacağı, sosyal hizmet
uzmanlarından faydalanılması gerektiği düşüncesindeyiz. Aynı görüşte Baştürk,
s.395.
85
Aynı düşünce için bkz. Ali İhsan İpek, Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması,
Ankara, 2010, s.152-153; Baştürk, s.376.
86
YCGK., 23.9.2008, E. 2008/9-147, K.2008/206. Karar metni için bkz.http://www.
kazanci.com.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26.5.2009 tarihli ve E.2009/9-54, K.2009/137 sa-
yılı Kararına ilişkin karşı oy yazısında; tedbirsizlik ve dikkatsizlik sonucu ölüme
neden olmak suçundan sanık Ö.B.’nin olay sonrası davranışları ve olay esnasında
aşırı alkollü olmasının kişiliğini yansıtan hususlar olduğu, keşif gününü bilme-
sine rağmen keşif mahalline gelmeyerek cezayı umursamaz tutum ve davranış
sergilemesi hususunun da sanığın duruşmadaki tutum ve davranışının olumsuz-
luğunu ortaya koyduğu belirtilmiştir. ‘‘...5271 sayılı Yasanın 231/5.fıkrasının uy-
gulanabilmesi için aynı maddenin 6.fıkra ( b ) bendinde iki hususun belirtildiği,
1. hususun sanığın kişilik özelliği, 2. hususun ise duruşmadaki tutum ve davra-
nışlarının olumlu olması gerektiği, Mahkeme kararında belirtilen gerekçeye göre
sanığın olay akabinde maktulü olay yerinde bırakıp kaçması, olayı 112 acil servise
veya emniyete bildirmemesi, sanığın aşırı derecede alkollü (400 promil) olması
gibi nedenler sanığın kişiliğini yansıtan hususlar olup, keşif gününü bilmesine
rağmen keşif mahalline gelmeyerek cezayı umursamaz tutum ve davranış sergile-