Background Image
Previous Page  153 / 421 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 153 / 421 Next Page
Page Background

Türk ve Alman Hukuku’nda Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması

152

taraftan CMK’ nın gerekçesinde hükmün açıklanmasının geri bırakıl-

ması kararı konusunda hâkime tam bir takdir hakkı tanındığının ifa-

de edilmesi de bu görüşümüzü destekler niteliktedir.

Failin kişiliğini tespit edebilmek için yetkili makamın, öncelikle

gözlem yapması gereklidir. Failin kişilini ortaya koymak üzere sunu-

lan delil araçları gözlemlenecek ve algılanacaktır. Ayrıca failin duruş-

madaki hal ve tavırlarını da gözlemleyecektir. Failin kişiliğinin belir-

lenmesinde vicdani kanaati ile hareket ederek bir kanaate ulaşmaya

çalışan hâkim, bu kanaatini bir gerekçeye bağlamak zorundadır. Fai-

lin kişiliğine ilişkin şüphe yenilemezse, bundan fail yararlanmalı, ki-

şiliğiyle ilgili olumlu kanaate varılmalıdır.

87

Ceza Muhakemesi sistemimizde, sanığın duruşmada hazır bulun-

madığı veya hâkimlerin sık sık değişmesi durumlarında sanığın du-

ruşmadaki tutum ve davranışları hususundaki vicdani kanaatin nasıl

oluşacağı da haklı olarak ayrı bir tereddüt konusudur.

88

Bu nedenle,

failin kişiliğinin tespitinde, duruşmada edinilen sınırlı bir intiba ile

yetinilmemesi, bunun yerine failin ailesi, toplum içindeki konumu,

yaşadığı ve ilişkili olduğu çevresi, suçtan sonra mağdurla olan irtibatı,

eğitim, şahsi ve ekonomik durumu, psikolojik yapısı ve diğer tüm ki-

şisel verilerin bir uzman tarafından değerlendirildiği sosyal inceleme

raporlarından faydalanılması gerektiği kanaatindeyiz.

89

Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi

kurumu, mülga CİK’in 6. maddesi ve TCK’nın 51. maddesindeki ertele-

me kurumları ile sübjektif koşullar yönünden karşılaştırıldığında, her

üç yasal düzenlemede de mahkemenin sanığın yeniden suç işlemeyece-

ği konusunda bir kanıya varması gerektiği belirtilmektedir. Ancak, bu

kanıya ulaşırken dikkate alınacak ölçütlerde farklılık bulunmaktadır.

mesi hususunun da sanığın duruşmadaki tutum ve davranışının olumsuzluğunu

ortaya koymakta olduğu, bu nedenlerle de mahkemece sanığa verilen cezanın bir

daha suç işlemeyeceği kanaatiyle ertelenmemesine karar verildiği, bu kanaat ne-

deniyle hâkimin istese de artık hükmün açıklanmasını geri bırakamayacağı, bırak-

tığı takdirde de aleyhe temyiz olduğunda gerekçelerde çelişki nedeniyle hükmün

bozulması zorunluluğu olduğu ifade edilmiştir.

87

Metin Feyzioğlu, Ceza Muhakemesinde Vicdani Kanaat, Ankara, 2002, s.188.

88

Bahri Öztürk/Mustafa Ruhan Erdem, Uygulamalı Ceza Hukuku ve Güvenlik

Tedbirleri Hukuku, Ankara, 2011, s.393.

89

Aynı görüşte Baştürk, s.367, 394-395.