Background Image
Previous Page  320 / 421 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 320 / 421 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2015 (118)

M. Tarık GÜLERYÜZ

319

sona ermesiyle birlikte son bulmaktadır (TBK. m. 396). İşçinin iş gör-

düğü sırada öğrendiği üretim ve iş sırları gibi bilgileri iş ilişkisi sürer-

ken kendi yararına kullanamaması veya başkalarına açıklayamaması

anlamına gelen ve sadakat borcunun bir uzantısı niteliği taşıyan sır

saklama borcu da, kural olarak, iş ilişkisinin bitimiyle birlikte ortadan

kalkmaktadır.

17

Her ne kadar işçi, işverenin haklı menfaatinin korun-

ması için gerekli olduğu ölçüde, iş ilişkisinin sona ermesinden sonra

da sır saklamakla yükümlü ise de bu durum iş sözleşmesi sona eren

işçinin rakip bir işletmede çalışmasına veya rakip bir işletme açmasına

engel teşkil etmemektedir (TBK m. 396/4).

18

Bu nedenle; genel olarak,

iş sözleşmesinin sonlanması ile işçinin rekabet etmeme borcu da son-

lanmaktadır.

İş hukukunda iş sözleşmesinin sona ermesinden sonra işçinin

rekabet etmemesine ilişkin bir düzenleme yapılmak isteniyorsa, bu

durumun taraflarca ayrıca ve açıkça kararlaştırılması gerekmektedir.

Buna göre işçi aleyhine öngörülecek rekabet yasağı, ancak taraflar ara-

sında açık bir anlaşma konusu ise hukuki açıdan geçerli olabilecektir.

19

Bu sözleşmenin konusu; işçinin işverenle rekabet etmemesi, bir başka

deyişle; işveren ile rekabetten kaçınmasıdır. Nitekim Türk Borçlar Ka-

17

Belirtelim ki; işçinin iş sözleşmesinin sona ermesinden sonra işverene ait ticari

sırları saklama yükümlülüğüne ilişkin “sır saklama sözleşmesi” de konumuz dı-

şında kalmaktadır. İşçinin sır saklama yükümlülüğü; işçinin iş sözleşmesinden

doğan hizmet borcunun ifası sırasında öğrendiği iş sırlarını üçüncü kişilere açık-

lamama yükümlülüğü olarak tanımlanmaktadır. Fevzi Demir/ Gönenç Demir,

“İşçinin Sadakat Borcu ve Uygulaması”, Kamu-İş, C:11, S:1/2009, s. 23. Doktrin-

de, sır saklama sözleşmesinin rekabet yasağı sözleşmesinin özel bir türü olduğu

ve rekabet yasağını düzenleyen hükümlerin sır saklama kayıtlarına da uygulan-

ması gerektiği ileri sürülmektedir. Bu konuda bkz. Kübra Doğan Yenisey/Özgür

Öztürk, “İşçinin Sözleşme Sonrası Ticari Sırları Saklama Yükümlülüğü”, Devrim

Ulucan’a Armağan, Legal, İstanbul 2008, s. 426. Doktrinde bir başka görüş ise;

amaç ve içerik bakımından, rekabet yasağı sözleşmesi ile sır saklama sözleşme-

si arasında kısmi bir benzerlikten söz edilebileceğini; ve fakat bu yakınlığın, sır

saklama sözleşmesini rekabet yasağı sözleşmesinin bir alt türü olarak nitelendi-

rilmesi veya rekabet yasağını düzenleyen normatif kuralların kıyasen sır saklama

sözleşmesine de uygulanması için yeterli olmadığı yönündedir. Anılan görüş; sır

saklama sözleşmesi ile işçinin çalışma özgürlüğünü kural olarak sınırlamadığını,

işçiye yalnızca bir işletmeye ait bir takım bilgilerin açıklanması yasağı getirildiği-

ni, bu nedenle sır saklama sözleşmesinin rekabet yasağı sözleşmesinden farklı ol-

duğunu ileri sürmektedir. Bu konuda bkz. Ertan, İş Sözleşmesinde Rekabet Yasağı

Kaydı, s. 24 vd.

18

Ertan, İş Sözleşmesinde Rekabet Yasağı Kaydı, s. 12.

19

Uşan, İş Hukukunda İş Sırrının Korunması (Sır Saklama ve Rekabet Yasağı), s.55.