Background Image
Previous Page  182 / 617 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 182 / 617 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2015 (119)

Serkan AĞAR

181

yapılabilirken, hem borçlandırıcı hem de tasarruf işlemleri muvazaalı

olarak yapılabilir.

135

İnançlı işlem (veya sözleşme) türünde bir hakkı devredene “ina-

nan”, devralana ise “inanılan” denir. Bu ilişkide inanılan taraf, bu söz-

leşmenin kendisine sağladığı hukuki durumu ancak belirli bir amaçla

kullanacağını ve bu amaç gerçekleştikten sonra terk edeceğini kabul

ve taahhüt eder. Böyle bir işlemde üçüncü kişileri aldatma amacı yok-

tur. İşlemin mahiyeti dış âleme farklı yansıtılır. Arada bir iç ilişki var-

dır ve bunun üçüncü kişiler tarafından bilinmesi istenmemiş olabilir.

Bu haliyle inanç sözleşmesi kendine özgü özel bir borç ilişkisidir.

İnançlı işlem kavramına yakın olan başka bir kavram ise kanun-

dan kaçınma niteliğindeki işlemlerdir. İnançlı işlem ile kanundan

kaçınmanın unsurları aynıdır. Ancak kanundan kaçınmada taraflar

kanunun geçerli saydığı hukuki işlemleri kanuna aykırı sonuçlara var-

mak amacıyla yapar. Oysa inançlı işlemde hukuka aykırı bir amaç gü-

dülmez. Örneğin; aralarında yapılan anlaşma çerçevesinde Hollanda

uyruklu bir kişinin Marmaris’te inşa ettirdiği (belli bir ağırlığın altın-

daki) teknesini limana kendi adına kaydettirmek istemeyip, yanında

kaptan olarak çalışan kişi adına kaydettirmesi durumunda inançlı iş-

lem vardır.

136

İnançlı işlemler bir kimsenin menfaatinin başkası tarafından ko-

runması veya teminat sağlanması amacıyla ona bazı hakları ciddi

olarak devrettiği, ancak hakları iktisap edenin bunlardan doğan bazı

yetkileri hiç kullanmaması, bazılarını da ancak önceden hak ve halen

menfaat sahibi olanın gösterdiği şekilde kullanmak zorunda olması

hususunda tarafların anlaştığı işlemlerdir. Bu tür işlemler vekâlet veya

vekâlet hükümlerinin uygulanacağı vekâlet benzeri kendisine özgü

yapısı olan bir sözleşme olarak nitelendirilebilir.

137

İnanç konusunun, inanılan tarafından edinilmesi çeşitli şekillerde

gerçekleşebilir: İnanılan, inanç konusunu doğrudan doğruya inanan-

dan edinebileceği gibi bir üçüncü kişiden de edinebilir. Uygulamada

inanç konusunun üçüncü kişiden edinilmesi, özellikle bir dolaylı tem-

135

Esener, a.g.e., s. 113; Tunçomağ, a.g.e., C. I, s. 321; Velidedeoğlu, Özdemir, s. 42-43

136

Yar. 11. HD, 01/06/1999, 1999/2842-4719.

137

Yar. HGK, 17/05/2000, 2000/2-888-885.