

Son Kanun Değişiklikleri Işığında Hâkimin Hukuki Sorumluluğu
248
dolayı zarara uğrayıp açtığı tazminat davasını kazanan yurttaş ilgili
hâkime rücu edilmesini sağlamak için idari yollara başvurabilir.
18
Tazminat davasında, ilgili hâkimin durumu ise HMK m.48/2’de
“Mahkeme, açılan tazminat davasını, ilgili hâkime resen ihbar eder”
şeklin-
de düzenlenmiştir. Buna göre hâkim
“zorunlu ihbar edilen”
olacaktır.
19
Sonuçta, hâkim kendi fiilinden ötürü Devlet’e karşı açılan tazminat
davasında fer’i müdahil olarak bulunacaktır. Bu düzenleme teknik açı-
dan düşünüldüğünde yerindedir. Çünkü davalı Devlet ile ihbar edilen
hâkim arasında, eğer Devlet tazminat davasını kaybederse, bir rücu
ilişkisi kurulacaktır. Hâkim, fer’i müdahil olarak, HMK m.68 uyarınca,
Devlet yararına olan savunma vasıtaları ileri sürebileceği gibi, Dev-
let aleyhine olmayan her türlü usul işlemlerini yapabilecektir. Ancak,
eğer Devlet tazminat davası sonunda çıkan kararı temyiz etmez ise,
hâkim fer’i müdahil olduğu için tek başına kararı temyize götüreme-
yecektir.
20
Doktrinde, tazminat davasının Devlet’e yöneltilmesini yerinde ol-
duğunu düşünenler olduğu gibi
21
eleştirenler de olmuştur. Eleştirilere
gerekçe olarak; Anayasanın m.129/5’in yargı alanına değil yürütme
alanına ilişkin bir hüküm olduğu ve hâkimlerin normal bir devlet me-
murundan farklı olduğu ve yürütmenin bir elemanı olmadığı, hâkimin
karar verirken idare adına değil Türk milleti adına verdiği gösteril-
18
“… Devlet tarafından tazminat ödendikten sonra sorumlu personele rücu edil-
mesinin, hukuk devleti ve hukukun üstünlüğü ilkesinin bir gereği olduğu orta-
ya çıkmaktadır. … Rücu mekanizmasının işletilmesi, kamu kurumunun yetkileri
arasında bulunmakla birlikte idarenin bunu kendiliğinden yapmadığı durumlar-
da, yurttaşların bunu sağlamak amacıyla idareye başvurmalarında bir engel bu-
lunmamaktadır.” Danıştay 5.D, 3.6.2008, 7369/3234 (Kazancı hukuk otomasyon).
19
Bkz. HGK, 2011/2-109 E., 2011/481 K. (Karslı, s.208); “Görüldüğü üzere 6110 sayı-
lı Kanun’la HUMK m.573’te yapılan değişiklik, 2802 sayılı HSK’ya eklenen 93/A
maddesi ile getirilen düzenleme sonucu,… ilgili hakimin ise ancak zorunlu ihbar
olunan sıfatıyla davada yer almasına olanak tanınmıştır.” HGK, 15/7/2011, 2011/1
E., 2011/1 K. (Karslı, s.204); HGK, 6.7.2011, 2-109/481 (Ejder Yılmaz, age., s.471).
20
“6100 sayılı HMK’nun 48. maddesi dikkate alındığında yargısal faaliyetten dolayı
Devlet aleyhine açılan davalarda yargısal faaliyeti yapan hâkimin zorunlu ihbar
edilen olduğu kabul edilmiştir. Mevcut bu düzenleme dikkate alındığında ihbar
olunan statüsüne geçen temyiz eden hâkimin davada taraf sıfatı bulunmadığı
gibi usulüne uygun bir şekilde davaya müdahalesi de söz konusu olmadığından
direnme hükmüne yönelik temyiz hakkı bulunmamaktadır. Bu nedenle yapılan
ihbar olunan vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.”
HGK, 6.2.2013, 4-637/194 (Ömer Uğur Gençcan, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri
Kanunu Yorumu, Yetkin Yayınları, Ankara, 2013, s. 343).
21
Hakan Pekcanıtez, Oğuz Atalay, Muhammet Özekes, age., s.219.