Background Image
Previous Page  483 / 617 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 483 / 617 Next Page
Page Background

Alman ve Türk İş ve Sosyal Güvenlik Hukukunda Bilirkişilik Uygulamalarının Karşılaştırılması

482

hakemeleri Kanunu’nun 25 ve 26 ıncı maddelerindeki hükümlerle bağ-

lıdır. “Taraflarca getirilme ilkesi”ni düzenleyen Hukuk Muhakemeleri

Kanunu’nun 25 inci maddesine göre, “(1) Kanunda öngörülen istisna-

lar dışında, hâkim, iki taraftan birinin söylemediği şeyi veya vakıaları

kendiliğinden dikkate alamaz ve onları hatırlatabilecek davranışlar-

da dahi bulunamaz. (2) Kanunla belirtilen durumlar dışında, hâkim,

kendiliğinden delil toplayamaz.” Hukuk Muhakemeleri Kanununun

26 ıncı maddesinde de “Taleple bağlılık ilkesi” düzenlenmiştir. Buna

göre, “Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına

veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan

daha azına karar verebilir. (2) Hâkimin, tarafların talebiyle bağlı olma-

dığına ilişkin kanun hükümleri saklıdır.”

İş hukukunda belirsiz alacak davasının açılıp açılamayacağına

ilişkin tartışmalar olmakla birlikte, basit hesap işlemlerinin yapılması

amacıyla hesap bilirkişilerine başvuru belirsiz alacak davalarını hak-

lı hale getirmemektedir

58

. Uygulamada hâkimin yapabileceği basit

hesap işlemleri dahi bilirkişiye gönderilebilmektedir. Ancak bilirkişi

incelemesine gidilmesi belirsiz alacak davasının açılması için yeterli

değildir.

59

Yargıtay’ın bir kararına göre, “… Alacağın miktarının belir-

lenebilmesinin, tahkikat aşamasında yapılacak delillerin incelenmesi,

bilirkişi incelemesi veya keşif gibi sair işlemlerin yapılmasına bağlı

olduğu durumlarda da belirsiz alacak davası açılabileceği kabul edil-

melidir. Ne var ki, bir davada bilirkişi incelemesine gidilmesi belirsiz

alacak davasının açılabilmesi için yeterli değildir. Bir davada bilirkişi-

ye başvurulmasına rağmen davacı dava açarken alacak miktarını be-

lirleyebiliyorsa, belirsiz alacak davası açılamaz.”

60

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun bir kararına göre, “… bir dava-

da bilirkişi incelemesine gidilmesinin, alacağın likit olup olmadığı ile

ilgili başlı başına bir kıstas olarak kabul edilmesi de doğru değildir.

Çünkü mahkeme uygulamasında “hesap işi”, çözümü özel veya tek-

nik bir bilgiyi gerektiren hallerden olduğundan borçlunun, kendi ba-

şına hesaplayabilecek durumda olduğu asıl alacak ve temerrüt faizine

58

Cemil Simil, Belirsiz Alacak Davası, XII. Levha Yayınları, İstanbul 2013, s.412.

59

Simil, s.225. Yargılama sırasında hesap raporu alınmasını gerektiren her alacak

için belirsiz alacak davası açılması gerektiği konusunda bkz. Şahin Çil/Bektaş

Kar, 6100 Sayılı HMK’ye Göre İş Yargısında Belirsiz Alacak Davası ve Kısmi

Dava, 2. Baskı, Ankara 2012, s.53 vd.

60

Yarg. 22. HD., 2.2.2015, E.2014/35731, K.2015/2060. (Kişisel arşiv).