Background Image
Previous Page  485 / 617 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 485 / 617 Next Page
Page Background

Alman ve Türk İş ve Sosyal Güvenlik Hukukunda Bilirkişilik Uygulamalarının Karşılaştırılması

484

İş mahkemelerinde işçilik alacaklarına ilişkin uyuşmazlıklarda

iş mahkemesi hâkimleri alacak miktarlarının hesabı konusunda bi-

lirkişilere başvururken, Alman uygulamasında hâkimler bu hesabı

kendileri yapmaktadır. Bu bağlamda Almanya’da hesap bilirkişiliği

uygulaması yoktur. Ancak ülkemizde iş mahkemeleri hâkimlerinin

iş yükü nedeniyle bu hesapları kendilerinin yapabilmeleri mümkün

olmamaktadır. Yargılamada bu konudaki problemlerin ortadan kal-

dırılabilmesi için hâkimlerin dosya sayısının azaltılması, hâkimlerin

uzmanlaşması ve uzmanlaştığı alanlarda yetkilendirilmelerinin isa-

betli olacağını düşünmekteyiz. Nitekim hâkimlerin konularında uz-

man olmaları, dosyaların daha çabuk sonuçlandırılmasını, hâkimlerin

hukukî konularda bilirkişiye gitmeden hesaplama yapabilmelerini ve

bilirkişiye gidilmesi, raporun beklenmesi, itiraz prosedürü gibi bir sü-

recin yaşanmaması nedeniyle yargılamanın hızlanmasını sağlayabile-

cektir. Bununla birlikte hesaplama konusunda mahkemelerde uzman

personel istihdamına yönelik çalışma yapılabilir. İhsası rey müessese-

sinde de bazı değişikliklerin yapılması isabetli olabilir. Örneğin hâkim

tarafından hesaplama yapılması ve yapılan hesaplamanın hükümden

önce tarafların incelemesine sunulması ihsası rey sayılmamalıdır. Ni-

tekim hâkimin beyanı sadece hesaba yönelik olacaktır. Hâkim, hükme

haklı neden olmaksızın işverence feshedildiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazmi-

natları ile izin, fazla çalışma, hafta tatili, ikramiye alacağı ve genel tatil alacaklarını

istemiştir. … Somut olayda; tır şoförü olarak çalışan davacının takograf kayıtları

teknik bilirkişi tarafından çözümlenmiş, davacının işten ayrıldığı tarihe kadar top-

lam 3385 saat yasal çalışma süresini aştığı tespit edilmiştir. Hesap bilirkişisi teknik

bilirkişi tarafından düzenlenen rapordaki tespitleri dikkate alarak 2009-2011 yılları

arası fazla çalışma ücretini hesaplamıştır. İşçinin yerine getirmekte olduğu işin ni-

teliği gereği ve kanuni düzenlemelere göre kullanıldığı anlaşılan takograf kayıtla-

rının fazla çalışma alacağı değerlendirilirken dikkate alınması gerekir. Bu sebeple

fazla çalışma alacağının kabulü yerine mahkemece yazılı gerekçe ile reddi isabetli

olmamıştır.”

Yarg.22.HD

., 26.6.2014, E. 2013/15993, K.2014/19530. (Kişisel arşiv).

Yargıtay’ın bir diğer kararına göre, “… davacının çalıştığı işyerindeki ihale söz-

leşmeleri ve bu sözleşmenin feshine ilişkin kayıt ve belgeler dosya içine alınmalı,

ihale sözleşmesinin 17.11.2008 tarihinde feshedildiğinin anlaşılması halinde anılan

tarihten sonra davacının aynı işyerinde fiilen çalışmasını sürdürüp sürdürmediği

belirlenerek davacının davalı işyerindeki çalışma süresi tereddüte yer vermeyecek

şekilde açıklığa kavuşturulmalı, fazla çalışma isteği hakkında davacının iddiası ve

4857 sayılı İş Kanunu’nun 63. maddesindeki ara dinlenmelere ilişkin hükmü de gö-

zetilmek suretiyle gerekirse hesap bilirkişisinden dava konusu alacakların hesap-

lanması için ek rapor alınarak dosyadaki tüm deliller yeniden bir değerlendirmeye

tabi tutulup sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece eksik inceleme ile

yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi hatalı olmuştur.” Yarg.

22.HD.

,

20.2.2014, E. 2013/2056, K.2014/3309. (Kişisel arşiv).