Background Image
Previous Page  109 / 617 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 109 / 617 Next Page
Page Background

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Türk Anayasa Mahkemesi’nin Basın Özgürlüğüne...

108

nini korumak isteyen bir yönetim seklinin, Anayasanın öngördügü temel hak-

ları bir tarafa itmeye, onların özüne dokunmaya kalkısması düsünülemez…..

Sıkıyönetim süresinde bazı hakların nasıl sınırlandırılacagı ve hatta kısa süreli

de olsa kullanılamayacagı yasa ile belirtilmek gerekirse de, bu düzenleme hiçbir

zaman hakkın özünü temelden götürülecek nitelikte olmamalıdır. Bu açıdan

1402 sayılı Sıkıyönetim Yasası’nın 3. maddesi incelenecek olursa, sıkıyönetim

komutanına Anayasa düzenini korumak degil, tersine Anayasa düzenini kö-

künden tahrip etmeye elverisli genis yetkilerin verildigini saptamak mümkün-

dür.

” biçimindeki ifade, bu görüşü destekler niteliktedir.

Anayasa Mahkemesi, 13.6.1952 günlü ve 5953 sayılı “Basın Mesle-

ğinde Çalışanlarla Çalıştıranlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi

Hakkındaki Kanun” un 12.2.1954 günlü ve 6253 sayılı Kanun’la deği-

şik 20. maddesinin öngördüğü, günlük gazetelerin meslek kuruluşları

dışındaki kişilerce Şeker Bayramlarının ikinci ve üçüncü, Kurban Bay-

ramlarının ikinci, üçüncü ve dördüncü günlerinde yayınlanamayaca-

ğı yolundaki hükmünün, Anayasanın düşünce ve kanaat hürriyeti ile

basın hürriyetine ilişkin maddelerine aykırı olduğu iddiasının konu

edildiği itiraz başvurusuna ilişkin kararında basın özgürlüğünün özü

kavramını farklı bir yaklaşımla ele almıştır. Söz konusu karardaki

63

5953 sayılı Kanun’un 6253 sayılı Kanun’la değişik 20. maddesinin getirdiği sı-

nırlamanın düşünce temel hak ve özgürlüğünün özüne dokunup dokunmadığı

konusuna gelince: Günlük gazeteler, düsünce ve kanıları yayma araçlarından

bir bölümünü olusturmaktadır. Bayram günlerinde, söz konusu özgürlüğün

baska yollarla kullanılması engellenmiş değildir. Örneğin, bayram gazeteleri,

kitap, günlük olmayan süreli yayın, bildiri, broşür, radyo, televizyon, resim ve

söz ile düşünce ve kanıların açıklanması olanağı vardır. Özetlenecek olursa,

itiraz konusu hükümle getirilen sınırlamanın, kamu yararına dayanması ne-

deniyle, Anayasa’nın 11. maddesinin I. fıkrasına aykırı bir yönü bulunmadığı

gibi, bu sınırlama yılın ancak beş gününü içermesi, düşünce ve kanıların bu

süre içinde bayram gazetelerinde ve başka iletişim araçlarıyla açıklanabilmesi,

yasaklamanın düşüncenin kendisine değil, yayım aracına ilişkin bulunması

bakımlarından düşünce özgürlüğünün özüne de dokunmamakta ve böylece

Anayasa’nın 11. ve 20. maddelerine aykırı düşmemektedir.

” ifadesinden,

yasaklamanın düşüncenin kendisine değil, yayım aracına ilişkin bu-

lunması durumunda hakkın özüne dokunulmuş sayılmayacağı anla-

63

AYM, E. 1978/54, K. 1979/9, K.T. 08.02.1979.