

TBB Dergisi 2015 (120)
Cüneyt UYSAL
485
hakkı malike talepte bulunulması koşuluna bağlı olduğundan zarar
tehlikesinin önlenmesine ilişkin talep hakkına dair zamanaşımı, talep
hakkının kullanıldığı tarihten itibaren işlemeye başlaması, menfaat
dengesine uygun düşmektedir. Zira zarar tehlikesi borcunun muaccel
olması, tehlike borçlusuna talepte bulunulması ile gerçekleşmekte ve
zamanaşımının işlemeye başlaması için gerekli muacceliyet koşulu da
bu sayede gerçekleşmektedir. Zarar tehlikesinin; malike talep hakkı-
nın kullanılmasından sonra da mevcut olduğu bu nedenle zamanaşı-
mının işlemeyeceği düşünülebilir. Ancak malikin ilanihaye dava teh-
didi ile karşılaşmasının kamu düzenini bozucu etkisi karşısında ayrıca
malikin hukuki güvenliğini sağlama gayesi ile zarar tehlikesi ile karşı-
laşanın, malike tehlikenin önlenmesi için talep hakkını kullandığında
zamanaşımı süresinin başladığını kabul etmek gerekmektedir.
III- TALEP VE DAVA YOLU
A-Zarar tehlikesi borçlusundan talepte bulunma ve dava yolu
Zarar tehdidi altında bulunan kişi,
35
ilk olarak malike(veya intifa
veya oturma hakkı sahibine) bizzat kendisi gerekli tedbirleri alması
için başvurur. Malik(ayni hak sahibi), istek üzerine gerekli tedbirleri
almazsa, onun aleyhine tehlikenin giderilmesi davası açılabilir.
36
Açı-
lan davada, ilgili taşınmaz, bina veya yapı eserinin mutlak, muhak-
35
Yargıtay 4.H.D.’nin 01/06/2010 Tarih ve 2010/3327 E.-2010/6533 K. sayılı kararı
“…Dava, baz istasyonunun kaldırılması istemine ilişkindir. Davacı site yönetimi,
yöneticisi oldukları binaya yakın yerde bulunan aydınlatma direği üzerinde da-
valılardan Turkcell İletişimHizmetleri AŞ tarafından kurulan GSM baz istasyonu-
nun insan sağlığı yönünden tehlike yarattığını, bilimsel verilere uygun olmayan
bu istasyonun sökülerek kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece istem reddedilmiş; karar, davacı Köşe Apartmanı Yönetimi ta-
rafından temyiz olunmuştur.
Dava, Köşe Apartman Yönetimi adına açılmış; vekâletname de yönetim adına
verilmiştir. 634 sayılı Kat Mülkiyeti Yasası uyarınca bu tür davaların bağımsız
bölüm sahiplerince (kat maliklerince) açılması gerektiğinden; davacı vekilinin
yargılama sırasında, davanın gerçek kişi adına takip edildiği belirtilmesinin bir
önemi yoktur. Husumet sorunu, açıkça veya hiç ileri sürülmese bile mahkemele-
rin kendiliğinden gözetmesi gereken bir olgudur.
Yerel mahkemece, 634 sayılı Kat Mülkiyeti Yasası’na göre tüzel kişiliği bulun-
mayan ana yapı yönetiminin bağımsız bölüm sahipleri adına dava açamayacağı
gözetilerek, davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddedilmesi gerekirken,
işin esasının incelenmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bo-
zulması gerekmiştir…”
36
Eren, a.g.e., s. 644