Background Image
Previous Page  502 / 617 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 502 / 617 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2015 (120) 

Koray GÜVEN

501

mekte ve ABAD’ın içtihadı böylece ikincil hukukun kuralları arasına

girmiştir. Buraya göre ayrıcı sosyal, kültürel ve dil ile ilgili özellikler

de kararlarda bu kriterle birlikte dikkate alınacaktır. Yönerge ayrıca

Md. 5(2)(b)’de de ortalama bir tüketiciden bahsederek bu ölçütü sağ-

lamlaştırmaktadır. Bu yönerge tüketicinin korunmasını amaçlayan

diğer ikincil düzenlemelerden farklı olarak asgari değil azami uyum-

laştırmayı amaçlamaktadır. Buna göre, üye devletler isterlerse daha

yüksek düzeyde bir koruma sağlamak için ortalamanın altında tüke-

tici kriteri belirleyemeyecek; yönergede belirtilen kıstası olduğu gibi

hukuklarına alacaklardır.

35

B. ALMAN HUKUKUNDA TÜKETİCİ ÖLÇÜTÜNÜN

GELİŞİM ÇİZGİSİ

1. Genel

Tüketici ölçütü Alman Hukukunda büyük ölçüde Haksız Rekabet

Kanunu’na (Gesetz gegen den unlauteren Wettbewerb – UWG 1909)

ve Federal Yüksek Mahkeme’nin (Bundesgerichtshof - BGH) bu ka-

nunu uygularken geliştirdiği içtihatlara dayanır. BGH, 1990lı yılların

ortalarına kadar aldatıcı reklamlara karşı tüketiciyi korurken, reklam

ibarelerini kısaca ve eleştirel olmayan bir biçimde dikkate alan tüketi-

ci kıstasını uygulama eğiliminde olmuştur.

36

Buna karşılık, 1990lı yıl-

lardan sonra BGH, kararlarında Topluluk Hukukundan gelen tüketici

kriterinin etkisiyle bu yaklaşımını tüm haksız rekabet hukuku alanın-

da değiştirme yoluna gitmiştir.

37

Ayrıca, 2004 yılında yürürlüğe giren

yeni UWG’nin 3. maddesinin ilk fıkrasında tüketici, rekabet edenler

ve diğer katılımcıların menfaati, korunan üç menfaat olarak sayılarak,

menfaatler çatışmasının dengelendiği bir üç ayaklı yapı inşa edilmiş-

tir. Ayrıca aynı maddenin ikinci fıkrasında da, iş uygulamalarına karşı

ölçüt alınacak tüketici ölçütünün, iş uygulamasının hitap ettiği tüke-

tici kitlesinin ortalaması olduğu açıkça öngörülmüştür. Bu reformlarla

birlikte, “Gut Springenheide”de belirlenen “ortalama bilgi toplamış,

dikkatli ve makul derecede anlayışlı” tüketici kriterine yaklaşan bir

anlayış benimsenmiştir. Böylece Alman Hukukunda “ortalama bilgili,

durumun gerektirdiği derecede dikkatli ve anlayışlı tüketici kavramı-

nı kabul edilmiştir.

38

35

İnal, s. 104

36

Lettl, s. 456

37

Bozbel, s. 223

38

Lettl, s. 456 “Durchschnittlich informierten, situationsadäquat aufmerksamen und