Background Image
Previous Page  54 / 617 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 54 / 617 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2015 (120)

Mahmut GÖKPINAR

53

arasındaki çelişki ve menfaat çatışması kendisini özellikle siyasal hak-

larda göstermiştir.

286

Şöyle ki XVIII. yüzyıl Batı Avrupa’sında özellikle

de Fransa’da, artan ticarete bağlı olarak ekonomik yönden güçlenen

burjuva sınıfı bunu siyasal alana da taşımak istemiş ancak burada,

ekonomik gücünü kaybeden ancak siyasal gücünü korumak isteyen

aristokrasinin direnci ile karşılaşmıştır. Bir mücadeleye dönüşen bu

sürecin galibi ise burjuva sınıfı olmuştur.

287

Söz konusu bu mücadele,

eşitlik, mücadele ve özgürlük kavramlarının ortaya çıkmasına neden

olarak çelişkiler üzerine kurulu feodal çağın kapanmasına neden olur-

ken, beraberinde aslında burjuvazinin sınıfsal çıkarlarını temsil eden

bir hak ve özgürlükler demetini de getirmiştir.

288

Söz konusu bu hak-

lar, büyük fikir akımlarının da etkisiyle dönemin hak bildirilerinde

yer alarak hukuk düzeninin yapı taşı haline gelmişlerdir.

289

Özellikle Fransız Devrimi, genellikle bireyciliğin büyük zaferi ola-

rak kabul edilmektedir. XVII ve XVIII. yüzyıl boyunca çeşitli düşünür-

ler tarafından savunulan bireycilik, geleneksel toplumun üzerine inşa

edildiği topluluk içi bağların ve bağımlılık ilişkilerinin yıkılması ve

öncelikle de siyasal iktidar karşısında bireye özerk bir alan tanınması

düşüncesidir.

290

Kişi, tek ve önemli bir değer olarak kabul edilirken

toplumun amacının ona hizmet olduğu düşüncesi ortaya çıkmıştır.

291

1990, s. 4. ; Algan, Hakların Korunması, s. 34.

286

Kaboğlu, Genel Esaslar, s. 225.

287

Algan, s. 35.

288

Kaboğlu, Genel Esaslar, s. 226.

289

Kaboğlu, Genel Esaslar, s. 226.

290

Mehmet Ali Ağaoğulları, “Fransız Devriminin Birey-Devlet İlişkisi’,

AÜSBFD,

C.XLIV, No:3-4, 1989, s. 195.

291

Mehmet Akad, “1789 Fransız İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirisinin Getirdiği Öz-

gürlük Anlayışı ve Türk Anayasalarına Etkisi”, MÜHAD, s. 30., Sayı belirtilme-

miş; Özgür hale gelen insan, bugünkü hak ve özgürlüklerini kazanarak toplum

karşısında “özerk varlığı olan birey” kimliğini kazanmıştır. Sencer, s .3.; Fransız

İnsan ve Yurttaşlık Hakları Bildirisi kendi kendine yeten, ne devletin ne üçün-

cü kişilerin karışabildiği, yaşam şeklini ve davranışlarını serbestçe belirleyebilen

insanın, ortaya çıkışının bir belgesi niteliğindedir. Ağaoğulları, s. 195.; Kaboğlu,

Genel Esaslar, s. 226. Doğal haklar” da, söz konusu akımı oluşturan düşünceden

bir diğeridir. Buna göre, insanlar doğuştan eşit varlıklar olup doğaları gereği bir

takım haklara sahiptirler. Yasa koyucu tarafından tanınmaları ya da ortadan kal-

dırılmaları söz konusu değildir. Mutlaka yasal haklar şeklinde ortaya çıkmaları

gerekmemektedir. Neval Oğan Balkız, “Hukuk Dogmatiği Çerçevesinde İnsan

Haklarını Tanımlama ve Kavramı Temellendirme Sorunu”, HFSA, 13.Kitap,

2005, s. 58.