

TBB Dergisi 2015 (120)
Tuğçe ÇAKIROĞLU DEMİRÇİVİ
553
sorumluluk öngörülmüş bulunmakla birlikte, anılan iki madde ara-
sındaki diğer hukuki farklılıkların şöyle anlatılması mümkündür.
BK’nun 50. maddesi; aynı zarardan dolayı birden fazla kişinin bir-
likte müteselsilen sorumlu tutulmalarını, birden fazla kişinin ortak
kusurlarıyla zarara birlikte sebebiyet vermiş olmaları koşuluna bağ-
lamıştır. Buna göre, birden fazla kişi aynı zarara ortak kusurlarıyla
sebebiyet vermiş olmalıdırlar. BK’nun 51. maddesi ise bundan farklı
olarak, aynı zarardan dolayı birden fazla kişinin birlikte müteselsilen
sorumlu tutulmalarını birden fazla kişinin bu zarardan dolayı ortak
kusurları nedeniyle değil; hukuksal nedenlerle sorumlu olmalarına
bağlamıştır. Burada müteselsilen sorumlu tuttuğumuz kişilerin, so-
rumluluklarının sebepleri farklı hukuksal nedenlere dayanmaktadır.
Bu açıklamalar karşısında BK’nun 51. maddesine dayanan müteselsi-
len sorumluluğun sebebi haksız fiil, kanun veya sözleşme nedeniyle
birden fazla kişinin sorumlu tutulmasıdır.
Anılan Kanunun 51. madde hükmü; müteselsil sorumlu olan kişi-
lerden birinin zararı tazmin etmesi halinde, diğerlerine rücu hakkını
belli bir sıraya bağlamıştır. Buna göre, kanundan dolayı sorumlu tutu-
lan kişi, sözleşme nedeniyle sorumlu kişi, haksız fiil nedeniyle sorumlu
kişi sıralaması vardır. Haksız fiil nedeniyle sorumlu kişi zararı tazmin
etmişse kimseye rücu edemeyecektir, sözleşme nedeniyle sorumlu kişi
zararı tazmin etmişse, haksız fiil failine rücu edebilecek; kanundan
dolayı sorumlu kişiye rücu edemeyecektir. Kanundan dolayı sorumlu
kişi zararı tazmin etmişse, sözleşme nedeniyle sorumlu kişiyle haksız
fiil failine rücu edebilecektir.
Uyuşmazlığın çözümü için bu aşamada, teselsül hükümlerinin
zamanaşımı hükümleri ile birlikte değerlendirilmesi zorunluluğu bu-
lunmaktadır.
Bilindiği üzere zamanaşımı, en basit anlatımla, yasanın öngör-
düğü belli bir sürenin geçmesiyle, bir hakkın kazanılmasına veya bir
borçtan kurtulmasına olanak veren bir hukuki müessesedir. Borçtan
kurtulma olanağı tanıyan yönüyle zamanaşımı, maddi hukuka iliş-
kin bir müessese değildir; borçluya borçtan kurtulmasını sağlayacak
savunma vasıtalarını sunarsa da, gerçekte bizatihi kendisi borcu or-
tadan kaldırmaz; sadece, alacağın istenebilmesi hakkını zaman iti-
bariyle sınırlar. Borç varlığını sürdürdüğü halde, borçlu, zamanaşımı
müessesesine dayanarak, artık o borcun kendisinden istenilemeyece-