Background Image
Previous Page  557 / 617 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 557 / 617 Next Page
Page Background

Asıl İşveren ve Alt İşveren Arasındaki Müteselsil Sorumluluğun Yeni Borçlar Kanunu Hükümleri ...

556

Buna göre, somut uyuşmazlıkta müteselsil sorumlu olanlardan;

dava dışı alt işveren ile davacı arasındaki hukuki ilişki hizmet akdi-

ne dayanmakta iken davalı asıl işveren arasındaki hukuki ilişki 4857

sayılı İş Kanunu’nun 2. maddesinde düzenlenen “birlikte (müteselsil)

sorumluluktan” kaynaklanmaktadır.

Davacıya karşı müteselsil sorumlu olanlardan, dava dışı alt işvere-

nin sorumluluğu akitten, davalı asıl işverenin sorumluluğu kanundan

kaynaklandığından; diğer bir ifade ile, asıl ve alt işveren işçilik ala-

cakları yönünden işçiye karşı farklı hukuki sebepler nedeniyle sorum-

lu olduklarından; davacı ile davalılar arasındaki ilişki, dava açıldığı

tarihte yürürlükte bulunan mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 51.

maddesi uyarınca, eksik teselsül ilişkisine dayanmaktadır.

Yukarıda yapılan açıklamaların ışığında, 818 sayılı Kanun’un 134.

maddesi hükmünün eksik teselsülde yani BK’nun 51. maddesine da-

yanan müteselsil sorumlulukta uygulama olanağı bulunmaması ne-

deniyle alt işverene karşı açılan davanın, davalı asıl işveren yönünden

zamanaşımını kesmesi mümkün değildir.

O halde, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tu-

tanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve

özellikle dava konusu ve beş yıllık zamanaşımı süresine tabi alacaklar

yönünden zamanaşımına uğrayan fazla çalışma ve genel tatil alacağı

yönünden bu konuda bir değerlendirme yapılarak varılacak sonuca

göre karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile alt işverene

karşı açılan davanın zamanaşımını kestiği gerekçesiyle davanın kabu-

lüne ilişkin kararda direnilmesi isabetsiz bulunmasına göre, Hukuk

Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak

gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.

Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme

kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı

6217 sayılı Kanun’un 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri

Kanunu’na eklenen “Geçici Madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086

sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429. maddesi gere-

ğince BOZULMASINA, 5521 sayılı Iş Mahkemeleri Kanunu’nun 8/3.

fıkrası uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 09.10.2013

gününde oyçokluğu ile karar verildi.

1

1

Sinerji Hukuk Yazılımları A.Ş.,

www.sinerjias.com.tr,

erişim tarihi 15.11.2014.