

TBB Dergisi 2015 (121)
Coşkun ÖZBUDAK
97
masının yasaklanması, bu akidden sonra yapılmasını engellemedi-
ğinden laiklik ilkesine aykırı değildir.
İptali istenen kuralların gerekçesinde, düzenlemenin, Anayasa’nın 174/4.
bendi gereğince yapıldığına açıkça işaret edilmiştir.
Anayasa’nın 174. maddesiyle ilgili bir Anayasa Mahkemesinin 7.3.1989
tarih ve E.1989/1, K.1989/12 sayılı kararında, madde ile korunan değer konu-
sunun açıklığa kavuşturulduğu görülmektedir:
Anayasa Mahkemesi’nin 13.6.1985 tarih ve E.1984/14, K.1985/7 sa-
yılı kararında da işaret edildiği üzere: “... Anayasa’nın 176 ncı maddesinde,
Anayasa’nın dayandığı temel görüş ve ilkeleri belirten Başlangıç kısmının,
Anayasa metnine dahil olduğu açıklanmış, anılan maddenin gerekçesinde de
Başlangıç kısmının, Anayasa’nın diğer hükümleriyle eşdeğer olduğu vurgu-
lanmıştır. Cumhuriyet’in niteliklerini belirleyen 2. maddesinde ise ‘Türkiye
Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde,
insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, Başlangıçta belirtilen
temel ilkelere dayalı, demokratik, laik ve sosyal hukuk devletidir” kuralı ile
Başlangıçta belirtilen temel ilkeler Cumhuriyetin nitelikleriyle özdeşleştiril-
miştir...”
Anayasa’nın 174. maddesinin gerekçesinde de “Atatürk inkılâplarının
Atatürk’ün amaç olarak gösterdiği Batı uygarlık düzeyine varıştaki önemleri
tartışılmayacak kadar açıktır. Türk Milleti bu inkılâpların bilincine varmış ve
onlarla ilgili değerlendirmelerini etrafında toplandığı fikirler nüvesine katmış-
tır. Ancak zaman zaman Atatürk inkılâplarının anlamını kavrayamayanla-
rın belirdikleri görüldüğünden, inkılâpları Anayasanın himayesine alan 1961
Anayasasındaki hükmün yeni Anayasada korunması yerinde görülmüştür...”
şeklinde bir belirlemede bulunduğu anlaşılmaktadır.
Anayasa’nın 41. maddesi ise aileyi Türk toplumunun temeli kabul etmiş;
Devletin, ailenin huzur ve refahı ile özellikle ananın ve çocukların korunması
için gerekli tedbirleri alması gerektiğine işaret etmiştir.
Anayasa’nın “Din ve Vicdan Hürriyeti” başlıklı 24. maddesinin son fık-
rası: “Kimse, Devletin sosyal, ekonomik, siyasi veya hukuki temel düzenini
kısmen de olsa, din kurallarına dayandırma veya siyasi veya kişisel çıkar yahut
nüfuz sağlama amacıyla her ne suretle olursa olsun dini veya din duygularını
yahut dince kutsal sayılan şeyleri istismar edemez ve kötüye kullanamaz.” ku-
ralını taşımaktadır.