Previous Page  178 / 473 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 178 / 473 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2015 (121)

R. Murat ÖNOK

177

Yargıtayı’nın da

1,1

promilin üstü bakımından sürücünün “mutlak

elverişsizliği”ni kabul ettiğini

96

hatırlatmak gerekir.

Oranın 0,30 ile 1,00 promil arasında olması durumunda ise, somut

olaydaki sürücünün kişisel durumuna bakılmaktadır: “

Alkol ve uyuş-

turucu maddenin sırf kullanılmış olması bu suçun oluşması için yeterli olma-

makla birlikte Adli Tıp Kurumu Beşinci İhtisas Kurulu raporlarında istikrarlı

bir şekilde vurgulandığı üzere; alkollü bir şekilde trafikte seyreden bir sürü-

cünün alkol konsantrasyonu hangi seviyede olursa olsun bireysel farklılıklar

göstermekle birlikte trafik güvenliği açısından değişen derecelerde risk oluştu-

rabileceği, ancak bu durumun tehlike arz edecek düzeyde olup olmadığı, dola-

yısıyla sürücünün tesiri altında bulunduğu alkol seviyesinde araç kullanması

halinde, güvenli sürüş yeteneğini kaybedip etmediği, bireyin o andaki sürüş

ehliyetini belirleyebilecek dikkat, algı, denge, refleks, psikomotor ve nöromotor

koordinasyon gibi nörolojik, nistagmus, akomadasyon, görme gibi oftalmolojik

ve genel durumunun tespitine yönelik detaylı dahili muayenesine yönelik tıbbi

verilerin değerlendirilmesi ile mümkün olabileceği, ancak böyle bir tespit yapıl-

mamış olsa bile bireysel farklılıkları da elimine edebilecek şekilde 100 promil-

den

yüksek olarak saptanan alkol düzeyinin, güvenli sürüş yeteneğini

kaybettireceğinin, bilimsel olarak kabulü gerektiği anlaşılmakla

(...);

104 promil alkollü olarak araç kullandığı tespit edilen sürücü belgesiz sanığın,

güvenli sürüş yeteneğini kaybettiği ve dolayısıyla atılı suçtan mahkumiyetine

karar verilmesi gerektiği...

”.

97

Bu açıdan, Alman uygulamasında olduğu

gibi, sürüş yeteneği bakımından “mutlak-nispi” elverişsizlik veya ye-

tenek kaybı ayrımı yapıldığı söylenebilir.

98

Bu bakımdan, alkol oranı 1.00’in altında olan sürücü açısından,

sanığın güvenli sürüş yeteneğini kaybettiğine dair dışa yansıyan bul-

guların varlığı gereklidir. Yargıtay, ilk derece mahkemesinin, tespit

edilen alkolün, güvenli araç kullanımına olumsuz etkilerini gerekçe-

lendirmesini aramaktadır.

99

Hattâ alkol oranı ne denli düşükse, emni-

yetli bir şekilde araç sevk ve idare edilemediğine dair, dışa yansıyan

96

Almanya bakımından şu an için öngörülen oran (1,1), 1966’ya kadar 1,5, 1990’a

kadarsa 1,3’tü (Schöh (çev. Hakeri), s. 48).

97

Yar.12.CD.

, 23.2.2012, 12992/5144.

98

Kılıçarslan İsfen, s. 113.

99

Çınar, Fasikül, s. 13.