Previous Page  45 / 473 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 45 / 473 Next Page
Page Background

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Kararlarında Hâkim ve Savcılara İlişkin Disiplin ...

44

Hâkim ve savcılarla ilgili öngörülen teminatların amacı, bağım-

sız olarak karar vermesi beklenen hâkim ve savcıların hiçbir şeyden

korkmadan, vicdani kanaatlerine göre karar verebilecekleri bir ortamı

sağlamaktır. Bunu sağlamanın yolu ise, disiplin işlemlerinin hâkim

ve savcının hukuki takdirini hedef almamasından geçer. Aksi takdir-

de, üst düzey kamu görevlileri, siyasi aktörler, kamuoyu tarafından

yakından tanınan kişiler vs. hakkındaki ihbar ve şikâyetlerin soruş-

turulması, suç işledikleri tespit edilirse dava açılıp sonuçlandırılması

mümkün olmayacaktır. Disiplin süreçlerinin arama, el koyma, gözal-

tına alma, ceza verme gibi hâkim ve savcının hukuki tasarruflarını

hedef aldığı durumlarda, bu soruşturmaların diğer yargı mensupları

üzerindeki caydırıcı etkisi nedeniyle hukukun üstünlüğü, kanun kar-

şısında eşitlik, kuvvetler ayrılığı ve yargı bağımsızlığı ilkeleri de zarar

görecektir.

Yargı mensupları hakkında uygulanan yaptırımların diğer

hâkim ve savcılar üzerindeki caydırıcı etkisine ilişkin Kayasu-Tür-

kiye Davası’nda

önemli tespitler yapılmıştır.

Bahsi geçen davada;

cumhuriyet savcısı olarak görev yapan başvuran, 12 Eylül 1980 askeri

darbesinin sorumluları hakkında düzenlediği ve savcılık mesleğin-

den çıkarılmasına ve sonunda da avukatlık mesleğini icra etmesinin

yasaklanmasına neden olan iddianame nedeniyle mahkûm edilme-

sinin, ifade özgürlüğüne haksız müdahale oluşturduğundan bahisle

başvuru yapmıştır. AİHM, başvuranın yürütmekte olduğu savcılık

mesleğinin, hukukun üstünlüğünün korunması açısından üstlenmiş

olduğu misyona vurgu yapmıştır. Buna göre, başvuranın savcı ol-

masından kaynaklanan özel durumu, adaletin tecellisi için adli yapı

içinde kendisine öncelikli bir rol yüklemektedir. Ba

ş

vuranın, göre-

vi icabı, vatandaşın korunması ve suçun önlenmesi ve bastırılması

amaçlarıyla kanunu do

ğ

rudan uygulama yetkisi bulunmaktadır. Bu

görev başvurana, adaletin iyi işlemesine ve böylece halkın adalete

olan güveninin sağlanmasına katkıda bulunmak suretiyle, bireysel

hakların ve hukuk devletinin koruyucusu olma yükümlülüğünü ge-

tirmektedir. Bir yargı mensubuna cezai bir yaptırım uygulanması,

do

ğ

ası gere

ğ

i yalnızca ilgili hâkim ve savcı üzerinde de

ğ

il, icra etti

ğ

i

meslek üzerinde de caydırıcı bir etki yapar. Toplumun, adaletin te-

celli edeceğine güven duyması için hâkim ve savcıların hukuk dev-