

TBB Dergisi 2015 (121)
Tevfik Sönmez KÜÇÜK
73
yinde uygulanmasından başka bir şey değildir.
12
Oysa SPK md. 15 bu
hususta herhangi bir güvence getirmemektedir. Her ne kadar, SPK’nın
15. maddesi, eş genel başkanlığın kadın kotasına ilişkin düzenleme ile
birlikte uygulanması konusunda yasaklayıcı bir hükmü bünyesinde
barındırmasa da, partileri, bu konu ile ilgili olarak bir yükümlülük
altına da sokmamaktadır. Hal böyle olunca, mevcut düzenleme çerçe-
12
Bu noktada kadın kotasının genel başkanlık düzeyinde uygulanması anlamına
gelen eş genel başkanlık kurumunun parti içi demokrasi ilkesine aykırı olmadığı
ileri sürülebilir. Şöyle ki;
partilerle devlet organları arasındaki farkı göz ardı et-
memek ve makro düzeyde geçerli olan seçimlere ilişkin temel ilkeleri parti içeri-
sinde uygularken gerekli uyarlamaları yapmak kaydıyla seçimlere ilişkin temel
prensipler partiler için de geçerlidir. Bkz.
Rüdiger Wolfrum, Die innerparteiliche
demokratische Ordnung nach dem Parteiengesetz, Duncker & Humbolt Verlag,
Berlin, 1974, s. 124; benzer yönde bkz. Martin Morlok, Artikel 21, in Horst Dreier
(Hrsg.), Grundgesetz Kommentar (Band II), Mohr Siebeck Verlag, 2006, Rn. 137,
s. 390. Fakat partilerin kendine has yapıları dikkate alınarak, bu ilkelerin haklı ve
makul nedenlerin varlığı halinde uygulanmayabileceğinin unutulmaması gerekir.
Nitekim parti içi seçimlerde oy kullanmayı; üyelik aidatının eksiksiz ödenmesine
veya partinin belirli bir süredir üyesi olma koşuluna bağlamak gibi birçok haklı
ve makul neden bu kapsamda örnek olarak gösterilebilir.
Tevfik Sönmez Küçük,
Parti İçi Demokrasi, s. 245–246. Böylece, kadınların temsilini artırma amacı güden
kota düzenlemelerinin haklı ve makul nedeni olduğu sonucuna varılırsa, parti
içi demokrasi olgusuna aykırılık da söz konusu olmayacaktır. Federal Alman
Anayasa Mahkemesi’nin bu hususta öngördüğü kriterler doğrultusunda ancak
şu hallerde kadın kotasının haklı ve makul neden teşkil ettiği kabul edilebilir: Ka-
dınların genel başkan olma şanslarının uygulamada gerçekten zarar görmesi, ko-
tanın kadın–erkek eşitliğini fiilen sağlamaya elverişli ve gerekli olması ve nihayet,
somut olayda birbirleri ile çatışan anayasal değerlerin tartılması sonucunda sınır-
lamanın anlaşılabilir olması.
Alman Anayasa Mahkemesi’nin kararlarında ifade
edilen bu ilkeler ile ilgili bkz. Zafer Gören, Anayasa ve Sorumluluk, Dokuz Eylül
Üniversitesi Yay., C. II, İzmir, 1999, s. 323; Reinhold Zippelius / Thomas Würtern-
berger, Deutsches Staatsrecht, C. H. Beck Verlag, München, 2008, s. 250. Bu bağ-
lamda, Türkiye’de kadınların, parti genel başkanlığı düzeyinde erkeklere kıyasla
önemli ölçüde eksik temsil edildikleri söylenebilir. Gerçekten de, 31.07.2015 tarihi
itibariyle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı Siyasi Partiler Sicil Bürosu’na kayıtlı
olan parti sayısı, 97’dir. Bkz.
http://www.yargitaycb.gov.tr/belgeler/site/docu-ments/SPartiler13072015.pdf, Çevrimiçi: 10 Eylül 2015. Eş genel başkanlık kuru-
munu kabul eden Demokratik Bölgeler Partisi ve Halkların Demokratik Partisi bir
kenara bırakıldığında, Siyasi Partiler Sicil Bürosu’na kayıtlı söz konusu partilerin
sadece 10’unun genel başkanı kadındır. Bu partiler şunlardır: Ayyıldız Partisi,
Bağımsız Cumhuriyet Partisi, Devrimci Sosyalist Partisi, Emek Partisi, Emekçi
Hareket Partisi, Esnaf ve Çiftçi Partisi, Ezilenlerin Sosyalist Partisi, Kadın Par-
tisi, Anadolu Partisi ve Komünist Parti. Görüldüğü gibi, Türkiye’deki partilerin
yaklaşık % 90’ının genel başkanı erkektir. Bu husus, siyasal yaşamda kadınların
genel başkan olma şanslarının uygulamada da zarar gördüğünün ve yasal düzey-
de partiler tarafından tercih edilmesine olanak tanınan eş başkanlık kurumunun,
bu eksik temsili engellemeye yönelen en elverişli ve uygun araç olduğunun bir
göstergesi olarak kabul edilebilir.